| 23-  KİRLERDEN VE İFFETSİZLİKLERDEN TEMİZLENME
 Kur’an toplumunun özelliklerinden biri, bu toplumun erkek ve kadınlarının her  türlü kir, iffetsizlik ve fahşadan temizlenmesidir. Konuya hassasiyetle yaklaşan  Kur’an-ı Kerim bu hakikati birçok ayeti kerime ile açıklar. Konuyla ilgili bazı  ayetler ışığında Kur’an toplumunun özelliklerini irdelemeye çalışalım:
 
 A-Kirlerden ve Ahlaksızlıklardan Temizlenme Mü’minlerin Özelliklerindendir
 
 “Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da  kusurları bağışlarlar” (Şura 37)
 
 “Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir;”, “Ve onlar ki, iffetlerini korurlar” (Mu’minun  Suresi 1 ve 5)
 
 B-Temizlik ve İffet Rahman’ın Kullarının Özelliklerindendir
 
 “Rahmân'ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini  bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler)…  Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar,  Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları  yapan, günahı(nın cezasını) bulur” (Furkan Suresi 63 ve 67)
 
 Ayeti kerimelerde geçtiği gibi temizlik ve iffet Kur’an toplumunun en bariz  özelliklerindendir. Ancak bilinmelidir ki, Kur’an toplumunun fertleri melek  olarak yaratılmamışlar. Beşer olarak her insanoğlunun yaşadığı ve her türlü  günahın işlendiği toplumlarda yaşarlar. Etraflarında, belki de en yakınlarının  arasında boğazlarına kadar günaha batmış insanlarla karşılaşırlar. Özellikle  iletişim araçlarının çılgınlığının yaşandığı dünyada günah yoğun bir şekilde  işlenirken Kur’an toplumunun tüm fertlerinin bunlardan beri olduğu iddia  edilemez. Onların da herkes gibi nefisleri var. Ancak onların içinde birileri  günaha yeltenir ve kirlere bulaşırlarsa kalplerindeki iman rahatsızlık vermeye  başlar. İmanın baskısı altında fazla diretemeden tövbeye yönelirler. Bir daha da  o kirlere bulaşmazlar. Böyle olunca da Allah Teala tövbelerini kabul edip onları  bağışlar. Bununla birlikte Kur’an toplumunda kirliliklere rastlansa da bunlar  istisnai alanların sınırını aşmaz.
 
 
  Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de temiz ve iffetli toplumun, yani Kur’an toplumunun  özelliklerini sıralarken, aynı zamanda bu toplumu insanlık âlemine bir olgu  olarak da tanıtır. İffet ve temizliğin sembolü olan Hz. Yusuf (as)’un başından  geçen olay, bir olgu olarak insanlığın nazarlarına sunulur. Bu iffet sembolü  olay o derece önemsenmiş ki, sureye Hz. Yusuf’un ismi bile verilmiş. Kur’an  toplumunun temizlik olgusunun şahsında mücessemleştiği Hz. Yusuf olayının  taşıdığı önemden dolayı üzerinde durmakta yarar var. 
 Hz. Yusuf, İffet ve Temizliğin Sembolü
 
 Kur’an’ı Kerim’de geçtiği gibi Mısır azizinin eşi Züleyha kendisini süslemiş  halde kasrın kapılarını kilitleyip Hz. Yusuf’un yanına vardı. Onu elde etmek  için ortamı hazırladığını düşünüyordu. Bu arzusuna ulaşmak için elinden gelen  her şeyi yapıyordu. Ancak onun çirkin isteğine tepki gösteren Hz. Yusuf davetini  ret etti. Kadının gözü dönmüş olduğunu fark edince odadan kaçıp onun şerrinden  Allah Teala’ya sığındı.
 
 Oysa Züleyha ne pahasına olursa olsun ona sahip olmak istiyordu. Kocasına  yakalandığı ve şehirde adı çıkıp şerefi lekelendiği halde yine de Hz. Yusuf’u  elde etme düşüncesinden vazgeçmedi. Bütün çabalarına rağmen olumlu cevap  alamayınca ümitsizliğe düştü ve Hz. Yusuf (as)’ı zindana göndermekle tehdit  etti. Muhtemelen o günkü şartlarda zindan hayatı çok zor ve sıkıntılı olduğundan  Hz. Yusuf’un zindanda büyük acılara tahammül yerine kendisini tercih edeceğini  düşünüyordu. Bütün çabalara rağmen arzusunu gerçekleştiremedi. Tehditleri  istediği sonucu vermedi. Hz. Yusuf (as), onun davet ettiklerinden Allah Teala’ya  sığınıp yardım istedi.
 
 ”(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları  şeyden bana daha sevimlidir…” (Yusuf Suresi 33)
 
 Allah Teala duasını kabul edip onu günahtan ve kirlerin tuzağından kurtardı.  Azizin eşinin çabalarıyla günah işleme ve çirkinliklere bulaşmayla ilgili  şartlar tamamıyla hazır olduğu ve insanların çoğunun karşı çıkamayacağı uygun  ortam oluştuğu halde direnip karşı çıktı. O ortamdan kurtulup temizlenenlerden  olmaya devam etti. İffetsizliklere karşı gösterdiği yoğun tepkiyle her zaman  iffetin numunesi olarak insanlığın önüne çıkarıldı.
 
 Tarihte derin izler bırakan bu olay Kur’an-ı Kerim’de detaylıca anlatırlar:
 
 “Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice  kapattı ve “Haydi gel!” dedi. O da “(Hâşâ), Allah'a sığınırım! Zira kocanız  benim velinimetimdir, bana güzel davrandı. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!”  dedi.” (Yusuf Suresi 31)
 
 “Kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onun nefsinden  murat almak istedim. Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı. Andolsun, eğer o  kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve elbette  sürünenlerden olacaktır! (Yusuf:) Rabbim! Bana zindan, bunların benden  istediklerinden daha iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara  meyleder ve cahillerden olurum! dedi. Rabbi onun duasını kabul etti ve  hilelerini ondan uzaklaştırdı. Çünkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir.” (Yusuf  Suresi 32-34)
 
 Temizlik ve iffet kadın ve erkek bütün Mü’minlerin ortak özelliğidir. Ancak,  bazı ayeti kerimelerden Allah Teala’nın doğrudan kadınlara hitap ettiğini ve  onları iffete davet ettiğini görüyoruz. Bu ayeti kerimeleri iki kısma ayırmak  mümkündür.
 
 Birincisi, kadınların her türlü çirkinliklerinden uzak durmalarına ve mutlak  temizliğe yönelmelerine işaret eder.
 
 İkincisi ise, kadınların iffet ve temizliklerinden, namahremlerle her türlü  meşru olmayan ilişkiden münezzeh oldukları anlatılır.
 
 İnşallah bir sonraki yazımızda bu konuyu daha fazla irdelemeye çalışacağız.
 
 İbrahim FIRAT
 
 |