Bir Ayet:
(Ey Muhammed!) Onlarin mallari ve çocuklari seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatinda onlarin azaplarini çogaltmayi ve onlarin kâfir olarak canlarinin çikmasini istiyor. Tevbe/55
Bir Hadis: Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: ''Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız'' derler. (Tirmizi, Zühd 61)
Nu-zuhur Siyonist Hıristiyan Okulu / Abdullah Şafak
Amerika ve İngiltere’de bulunan İncil mübelliğleri akımı, siyasi ve akidevi olarak her açıdan Siyonist düşünceyi himaye etmektedir. Bu akımın taraftarları, Protestan kilisesi olarak Hazreti İsa’nın yeniden zuhuru için İncil’in yirminci asırdaki tefsirinde açıklanan bazı isteklerin yerine getirilmesinin zorunlu olduğuna inanmaktadırlar. Yeni çıkan bu Protesteizm cereyanı “Mesih’in istekleri” üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu okulun takipçileri kendilerini İncil’in mübelliğleri olarak adlandırmakta, sadece bu mektebin taraftarları olan Hıristiyanların kurtuluşa ereceğini, diğerlerinin ise helak olacağına inanmaktadırlar. Bu grubun önemli özelliği, Siyonizm’e taassup derecesinde bağlılıkları olup, Siyonizm’e bağlılıkları İsrail ve Amerika’daki Yahudilerden daha fazladır. Bu grubun bağlıları, Mesih’in zuhuru için hazırlık mahiyetinde Protestanlar vasıtasıyla bazı olayların gerçekleşmesi gerektiğine inanmaktadırlar. Hedefledikleri olayların gerçekleşmesini kendilerinin dini vecibeleri arasında sayarlar. Gerçekleştirilmesi gereken olayları şöyle sıralarlar:
1- Yeryüzündeki bütün Yahudilerin Filistin’e göçleri ve Nil’den Fırat’a kadar uzanan coğrafyada büyük İsrail devletinin kurulması gerekir. İsrail’e göç eden Yahudiler kurtuluşa ereceklerdir.
2- Yahudilerin Beyt’ul Mukaddes’te bulunan Mescid-i aksa ve Kubbet’us Sahra’yı yıkmaları gerekir. Müslümanlara ait bu iki mescidin yerine büyük bir mabed inşa edilmeli. (1967’den bugüne kadar Mescidi Aksa ve Kubbetus-Sahra, onlarca kez Yahudi ve Siyonist Hıristiyanların saldırısına uğramış)
3- Yahudilerin Mescid-i Aksa ve Kubbet’us Sahra’yı yıktıkları gün, Amerika ve İngiltere’nin rehberliğinde son mukaddes savaş (Armagdun) başlayacak, bu savaşta bütün dünya yok olacak.
4- Armagdun savaşının başladığı gün “Mesih’in isteklerini fiiliyata çevirme”ye çalışan gruba bağlı Hıristiyanlar yeniden doğacaklar. Mesih’i görüp, büyük bir gemiyle dünyadan Cennet’e sevk edilecekler. Orada Mesih’le birlikte, bu mukaddes savaşta dünyanın yok oluşunu ve insanların duçar olduğu şiddetli azabı izleyecekler.
5- Armagdun savaşında düşmanlar zafere ulaşmak üzereyken Mesih, taraftarlarıyla birlikte yeniden dünyaya gelecek, mukaddes savaşın sonunda Mesih’in düşmanlarını yenilgiye uğratacak. Beyt’ul Mukaddes’i merkez edineceği hükümetini ilan edecek. Mescid-i Aksa ve Kubbet’us Sahra’nın yerine Armagdun savaşından önce yapılan mabed ise Mesih’in dünya hükümetinin merkezi olacak.
6- İsrail Siyonist devleti, Amerika ve İngiltere’nin yardımıyla Beyt’ul Mukaddes’teki Mescid-i Aksa ve Kubbet’us Sahra’yı yok edecek, bu mekanda onların eliyle büyük bir mabed inşa edilecek. Bu mukaddes risalet onların eliyle gerçekleşecek.
7- Bütün bunlar 2000 yılından sonra mutlaka gerçekleşecek.
8- Armagdun savaşından önce Amerika ve Avrupa halkları büyük bir korku ve paniğe kapılacaklar.
9- Mesih’in yeniden zuhurundan önce dünyada barışın hiçbir anlamı olmayacak. Hıristiyanlar, Mesih’in yeniden zuhurunun erken gerçekleşmesi için Armagdun savaşının hazırlıklarını yapmalı ve dünyanın yok oluşu için ortamı hazırlamalıdırlar.
“Mesih’in istekleri” düşüncesine inanan Amerika ve İngiltere Protestan mezhebinin fırkaları, 1990’larda Amerika ve Avrupa toplumlarında yoğun bir şekilde bu itikatlarının propagandalarını yaptılar. Geçen on yıl boyunca bu alanda Amerika’da onlarca kitap yayınlandı ve çok sayıda film gösterime girdi. Amerikalı keşiş Hal Lyndsi’nin yazdığı “İncil’in önceden verdiği haberlerde Amerika’nın yeri neresidir?” ismindeki kitap 2001 yılında Amerika’da en çok satılan kitaplar arasındaydı. Kitap, Amerika devletinin Armagdun savaşındaki rolünü konu almaktadır. Armagdun savaşına Amerika’nın rehberlik edeceğini ispat etmeye çalışan yazar, Armagdun savaşından önce dünyada korku ve paniğe sebep olan Mesih’in düşmanlarının bu savaşta yenileceğini iddia etmekte, bu mukaddes savaşta İngiltere’nin Amerika’nın yanında yer alacağını bildirmektedir. Amerika, soğuk savaş boyunca menzili kıtadan kıtaya olan ve kimyasal başlık taşıyan füzelerini “Kutsal savaşın kılıçları” olarak adlandırmıştı. Bu düşüncenin savunucuları, 1991 yılında Irak’a karşı gerçekleştirilen “Çöl Tufanı” saldırısını Armagdun savaşının mukaddimesinin hazırlığı olarak niteleyip geçen on yılda bunun propagandasını yaptılar.
Amerika ve İngiltere’de Protestanların bir fırkası olan Siyonist Hıristiyanlar, Ortadoğu’yla ilgili gelişmelerde Mesih’in İsrail’in çıkarları için müdahalede bulunacağına inanıp, İsrail’in isteklerinin aynı zamanda Mesih’in istekleri olduğunu iddia etmektedirler. Ortadoğu’da barış görüşmeleri boş şeyler olup, Mesih’in isteği olan Nil Nehrinden Fırat’a kadar büyük İsrail devletinin kurulması çok yakında gerçekleşecek.
Yahudi Siyonistler ise dini kanunlarını barındıran Telmud’a uygun olarak “Allah’ın istekleri” düşüncesine inanmaktadırlar. Amerika, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinin yardımıyla Mecsid-i Aksa ve Kubbet’us Sahra’yı yıkmak için programlarını icraya çalışmakta, bütün İslam ülkelerini yok edip büyük İsrail devletini kurmayı amaçlamaktadırlar. Bundan dolayı Yahudi Siyonistlerle Protestanların bir fırkası olan Hıristiyan Siyonistler arasında ciddi bir ittihat ve işbirliği mevcuttur. “Allah’ın istekleri” düşüncesinin takipçileri olan Siyonistler, İsrail devleti tarafından yapılan her işin gerçekten Mesih tarafından planlandığını iddia edip bunun dünyadaki bütün Mesihiler tarafından savunulmasını istemektedirler. Batı Hıristiyan dünyasının her açıdan destek lütfüyle bugün Telaviv’de bol miktarda kimyasal füzeler depolanmış, çok sayıda kimyasal ve mikrobik silahlar İsrail’de toplanmıştır. Gerçekten Siyonist rejim “Amerika ve Batı dünyasının silah ve askeri teçhizat ambarına” çevirilmiş bulunmaktadır. Batı Hıristiyan dünyasının temel stratejik hedefi, İslam ülkelerini her alanda, özellikle de ekonomik ve askeri alanlarda sürekli zayıf halde bırakmaktır.
Yazan: Mes’ud Çemeni
Kaynak: er-Risale Gazetesi
Tercüme eden: Abdullah Şafak
