Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Gözleri horluktan asagi düsmüs bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasaglam iken de secdeye davet ediliyorlardi (fakat yine secde etmiyorlardi). Kalem/43

Bir Hadis:
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü’min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir. (Tirmizi, İman 12)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

ŞEYX SAİD KIYAMI -2

Kıyamın kısa özeti

Kırıkhan toplantısında alınan kararla Şeyx Said; Amed, lice, Ergani, Darahini, Farkin ve Hani’nin ileri gelenleri ve alimleriyle görüşecek, halkı kıyama hazırlayacak ve daha sonra Çevlik’te bir durum değerlendirmesi yaparak kıyamı başlatacaktı.

Kemalist rejim, Kürdistan da bir kıyamın başlayacağından haberdar olmuştu. Devletin Kürdistan daki vaziyeti de kötü durumdaydı. Rejim hem hakimiyetini pekiştirmek hem de yapılacak kıyamın başarıya ulaşmaması için daha hazırlığını tamamlamadan başlatılması için çareler arıyordu. Bu nedenle kıyamı provoke etmenin ve bu şekilde hazırlıksız başlatılmanın, müdahale için iyi bir çare olacağı karara bağlanmıştı. Bu sayede aynı zamanda rejim muhaliflerini de rahatlıkla sindirecekti.

Şeyx Said takip altına alınmış ve provokasyon için uygun fırsat bekleniyordu.

Şeyx Sait 12 Ocak'ta Çapakçur'da, 15 Ocak'ta Darahini'de, 21 Ocak'ta Lice'de ve 25 Ocak'ta Hani'de idi. Şeyx Sait buralarda halk ve ileri gelenler ile toplantılar yaptı. Şeyx Sait Piran'da kardeşi Abdurrahim'in evinde iken, Türk askerleri köyü basıp, köye sığınmış bazı asker kaçaklarını almak istediler. Şeyx Abdurrahim, köye sığınmış bu insanları, Şeyx Sait orada iken vermeyi reddettiğinden, askerler bu kişilere saldırdılar. Bunun neticesi olarak askerlerle çatışma çıktı. Böyle bir provokasyon sonucu, hareket beklenmedik bir şekilde, planlanmış zamandan önce, 13 Şubat 1924’te başladı. Bu olay üzerine Şeyx Said: "Bu iş birkaç ay sonra başlayacaktı. Ne yapalım ki kader böyleymiş" dedi. Artık kıyam başlamıştı.

Kıyam kısa sürede bütün bölgeye yayıldı. Şeyx'e bağlı kuvvetler 17 Şubatta Genç ilinin merkez ilçesi Darahênê'yi ele geçirdiler. Aşiretlerden de büyük destek alan Şeyx Said, kısa sürede Maden, Siverek ve Ergani'yi ele geçirip Diyarbakır'a yöneldi. Melikanlı Şeyx Abdullah'ın komutasındaki güçler Varto'yu ele geçirdikten sonra Muş'a yöneldiler. Kıyamı bastırmakla görevli T.C. askeri birlikleri, 25 Şubat'ta Diyarbakır'a çekilmek zorunda kalırken, bir gün sonra da Elazığ TC birliklerinden temizlendi.

21 Şubatta Bitlis, Diyarbakır, Dersim, Elazığ, Ergani, Genç, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Siverek, Urfa, Van illeriyle, Erzurum ilçesi Kığı ve Hınıs ilçelerinde sıkıyönetim ilan edildiği halde, T.C. ordu kuvvetleri bir üstünlük sağlayamadı.

Durumun ciddiyetini anlayan Mustafa Kemal, başbakan Fethi Okyar'a baskı yapıp sert önlemler almasını istedi. Fethi Bey, sert önlemler almaya yanaşmayınca İstanbul'da bulunan İnönü'yü çağırttı. İnönü 21 Şubatta Ankara'ya geldi. Mustafa Kemal’in baskısıyla Fethi Bey istifa etmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal Başbakanlık görevini İnönü’ye verdi. 3 Martta güvenoyu alan İnönü hükümeti, Kürdistan'da aykırı ses bırakmamak ve bütün muhaliflerin kökünü kazımak için TBMM'ni acil toplayıp yeni kanunlar çıkarttı. Hükümete bütün Kürdistan'da iki yıllık süreyle sınırsız katliam yetkisi veren Takrir-i Sükûn (Huzur ve Güveni Sağlama) Kanunu ile biri Diyarbakır'da diğeri ise öteki bölgeler için Ankara'da olmak üzere iki İstiklal mahkemesi kuruldu. Ayrıca Dinin siyasal kullanımı vatana ihanet suçundan sayılır maddesi de kanuna eklendi.

Ankara, Diyarbakır'ın korunması için 80 bin kişilik bir kuvveti seferber etti. Bunların 35 bini, ağır silahlarla birlikte güney illerinden trenle yola çıkartılıp Fransızların elinde bulunan Suriye demiryolundan Diyarbakır'a ulaştırıldı. Diyarbakır'ın düşmesi, Kemalist Rejim'in Kürdistan'dan kovulması anlamına geleceğinden, burayı kaybetmemek için bütün gücünü kullanıyordu.

Büyük başarılar gösteren kıyam güçleri, 7–8 Mart 1925'te Diyarbakır'ın üzerine yürüdüler. Kemalist Rejim güçleri hazırlığını yapmış, buraya çok büyük yığınak yapmıştı. Şiddetli çatışmalardan sonra ağır kayıplar veren kıyam güçleri Diyarbakır'dan çekildiler. Bunu fırsat bilen Kemalist Rejim kuvvetleri Erzurum, Mardin, Diyarbakır ve Malatya'dan direnişin üzerine yüklenmeye başladılar. Bazı aşiret reislerinin kıyamdan çekilmesi üzerine harekette gevşemeler ve tıkanmalar meydana geldi. Şeyx, fırsatın elden kaçmakta olduğunu görünce, direnişi yeniden toparlamak için yanındakilerle birlikte İran'a gitmeye karar verdi. 14 Nisan 1925'te Varto'nun yakınlarındaki Murat Nehrinin üzerindeki Abdurrahman Paşa Köprüsünden geçerken, bacanağı Binbaşı Kasım'ın hıyanetinden dolayı TC kuvvetlerinin pususuna düşürüldü ve arkadaşlarıyla birlikte yakalandı. Yakalandığı sırada: "Allahım! Sen biliyorsun ki bizim kıyamımız saltanat için yarışmak ve dünya malından bir şeye ulaşmak için değildi. Bizim kıyamımız, senin dininin gerçek nişanelerini ortaya koymak, beldelerinde ıslahat yapmak, mazlum kullarını kurtarmak ve senin hükümlerinle amel edilmesini sağlamak için yapılan bir hareketti" dedi.

Diyarbakır'a götürülen Şeyx Said ve arkadaşları, devrin engizisyon mahkemesi olan istiklal mahkemesinde yargılandılar. Yapılan duruşmalar 28 Haziran 1925'te tamamlanıp, kıyam eden Müslümanlardan 47'si idama mahkûm edildi. Şeyx Said, mahkeme kararını dinledikten sonra salondan çıkarken: "Hüküm ve karar yalnız Allah'ındır. Sizin sahte ve uydurma idam hükmünüzün hiçbir kıymeti yoktur. Biz Allah'ın kuluyuz ve sonunda O'na döndürüleceğiz" dedi. Karar aynı gece uygulandı ve 47 direniş kahramanı darağacında şahadete yürüdü.

Farklı kaynaklar farklı rakamları vermekle beraber resmi belgeler de göz önüne alındığında rahatlıkla söylenebilir ki; rejim kıyamı bastırırken ve sonraki süreçte 14 şehir, 700 köy, 9000’e yakın evi harabeye çevirdi. Bununla beraber; 50.000 kişi göç ettirildi, yaklaşık 7.500 kişi zindanlara atıldı, 660 kişi idam edildi ve 80.000 Kürt öldürüldü.

değerlendirme

Evet, tek cümle ile ifade edersek; haklı, zamanında ama hazırlıksız yapılmış bir kıyamdır. Zahiren başarısız ancak, ödenen bedel toprağa atılan tohum oldu, sonraki yıllarda esen dinsizlik kasırgasına karşı bir yatırım oldu ve her toprağa atılan tohum gibi zamanı gelince yeşerdi zulüm, kıyım, talan, asimilasyon ve dinsizlik darbeleri altında bitap düşmüş Müslüman Kürdlere hayat verdi. Hazırlıksızdı, yeteri kadar hazırlık yapma zaman ve fırsatı olmadı ama dönemin ortam ve şartlarını da hesaba katmak gerekir. Zaten yeteri kadar mazlum halk kandırılmıştı. Eğer karşı çıkışlar olmasaydı daha çok kandırılacaktı. Şedid bir istibdat ve dinsizlik kasırgası esmeye başlamıştı. Eğer Şehid Şeyx Said gibileri kıyam edip mübarek kanlarını aziz İslam’ın hayat bulması için dökmeselerdi, İslam ağacını ve Kürdistan’ın susayan çorak topraklarını kanları ile sulamasaydı, fedakarlıklarıyla mazlum ve mahrum halkın gönüllerinde taht kurmasalardı, esen dinsizlik kasırgası vatanımızı ve milletimizi kasıp kavuracaktı. Ve Şeyx Said kıyamının neticesinden çok daha ağır ve kalıcı bedeller ödenecekti. Bu açıdan baktığımızda gerek Şeyx Said’in Müslüman Kürdler ve gerekse Müslüman Türkler arasında yine islam’ın hakimiyeti için zulüm ve istibdat rejiminin şedid küfrüne karşı mücadele veren alim ve önderler çok büyük fonksiyon icra etmişlerdir.

Şeyx Said hazırlığını yapıp evden çıkacağı zaman hanımı ona şöyle der:

“Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun”. Bu soru karşısında Şeyx Said tarihi cevabını şöyle verir:

"Hânım! Yarın ben kıyâmet gününde Allâh’ın ve Peygamberi’nin huzuruna suçlu olarak çıkmak istemiyorum. O zaman Allâh bana, ‘Ey Sâîd! İslâm dîninin hükümleri ayaklar altına alındığında sen niçin sessiz kaldın, gücün ve imkânın olduğu halde niye başkaldırmadın?’ diye sorduğunda ben ne cevap vereceğim? Cehennem zebanîleri beni sarığımdan tutup cehenneme çektiklerinde ben ne edeceğim? Hayır, andolsun Allâh’a ki, yalnız ben ve bu elimdeki âsâ bile kalsa, bâtılın karşısına çıkıp kıyâm edeceğim. Şehîd olana kadar da mücâdelemden asla dönmeyeceğim. Hem, ne ben Hz. Hûseyn’den daha makbulüm ve ne de siz O’nun âîlesinden daha makbulsünüz. Ben üzerime düşeni yapmak zorundayım. Allâh’a emanet olun." (2 Ocak 1925 )

Nasıl ki, Hz. Hüseyn’in kıyam, direniş ve şehadeti tarihin her döneminde ve 1300 küsur yıl sonra Şeyx Said için olduğu gibi Müslümanların izzetli bir duruş sergilemelerine ilham kaynağı olmaya devam ediyorsa, Şeyx Said’in kıyam, direniş ve şehadeti çok değil 50-60 yıl sonra başını verdiği topraklarda Hizbullahi hareket olarak karşılığını bulmuştur.

İlmik boynuna geçirildikten sonra, son olarak söylediği; “Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler” sözüne torunları olarak Hizbullahi hareketin mensupları yüzlerce yiğidi ve aziz rehberini şehid vererek karşılık vermiş ve onu mahcup etmemişlerdir.

Şeyx Said hareketi, kendi zamanında fonksiyonunu icra etmiştir. Yukarıda bir kısmına değindiğimiz ve istikbal için de birçok ders, tecrübe ve hikmeti ihtiva etmektedir. O, Hüseyni kıyam ve direnişin ondokuzuncu asır bayrakdarıdır.

Şeyx Said Kıyamının yıldönümü münasebetiyle tüm Müslümanlara tebriklerimizi arzediyoruz.

Selam ve dua ile…

M. Zeki GÜNEY

Diger Basliklar
   YAPILAN TAHLİYELER ÜZERİNE BİR TAHLİL
   BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE OYNANAN OYUNLAR
   SUSA CAMİ KATLİAMI MİZANINDA HİZBULLAH VE PKK
   İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BESLENENLER VE..
   KUTLU DOĞUM ETKİNLİKLERİNE NE GEREK VAR!
   MEKKE'DE KANLI CUMA
   SUSA CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : MUTKİ İSYANI
   HALEPÇE KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HALİL-ER RAHMAN CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HAMA KATLİAMI
   ŞEYX SAİD KIYAMI -2
   ŞEYX SAİD KIYAMI -1
   FURKAN SAVAŞININ GALİBİ HAMAS
   ALLAH LANET ETSİN
   DEĞİŞİM VE YENİLENME ÜZERİNE
   HİZBULLAHİ HAREKETİN MİSYONU
   YOZLAŞTIRMA FAALİYETLERİ, İNTİHAR VAKALARI VE BATMAN
   HİZBULLAHİ HAREKET VE DIŞINDAKİ ÖRGÜT, GRUP VE OLUŞUMLAR
   TASAVVUF VE TARİKATLAR ÜZERİNE
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git