| 
2–SELBİ HEDEFLER:
 
  Önceki 
yazımızda psikolojik savaşın tahkim edici hedeflerine değinmiştik. Psikolojik 
savaş hedeflerden biri de Selbi hedeflerdir. Selb kelimesi Arapçada: kapma, 
alma, silme, kaldırma ve izale etme anlamlarındadır. Konumuz açısından 
tanımlaması ise: Toplumda var olan, ancak devlet düzen ve bekasına zararlı 
görülen, düşmanın istifade edebileceği fikir, yaklaşım ve unsurları ortadan 
kaldırmak için yürütülen psikolojik operasyonlardır. 
 Hedef toplumda zararlı görülen, ileride sorun teşkil edebilecek durumlara karşı 
önleyici psikolojik savaş yürütmektir. Amaç; düşman olarak algılanan güçlerin 
hedeflerinden toplumu korumak ve istenilen istikamette ayakta tutmaktır.
 
 Devletler ve örgütlü güçler kendi toplumlarını kontrolde tutmak ve istedikleri 
istikamette korumak amacıyla hareket ederler. Her toplumda yumuşak karın 
diyebileceğimiz fikri, kavmi, mezhebi, ekonomik vs. muhtelif durumlar söz 
konusudur. Devletler bunları kendi açısından kaşınınca kanayacak yara gibi 
görür. Kimsenin bu kanaldan sızmaması ve toplumu iğfal etmemesi için uğraş 
verir.
 
 Kendi toplumu içinde gelişmeleri takip eden devletler; devlet bütünlüğü, milli 
menfaatler ve mevcut düzene aykırılık teşkil eden, gelecekte endişe nedeni 
olabilecek durumlar gördüklerinde karşı tedbirler almaya çalışır. Zararlı 
olacağı ve düşmanın istifade edebileceği durumlara karşı önlemler alma ve 
mücadele etme yoluna gider. Özellikle toplumda karşılık bulan ve hassas olan 
konularda, toptan ret ve baskı yerine toplumu kontrolde tutma ve nihayetinde 
elde etmeye çalışarak sorunun üstesinden gelme yoluna gidilmesi, psikolojik 
savaş açısından selbi ve dolayısıyla izale edici hedeflerdir. Hassas konularda 
baskı ve kaba kuvvetin, sonuç verme yerine tam tersi tepkisel bir yaklaşımla 
sorunu büyüteceği bir gerçektir. Bilinçli ve sistemli hareket eden güçler bu 
yola başvurmakta ve istifade etmektedirler.
 
 Selbi hedeflerde 4 aşama vardır:
 
 İletişim: Toplum içinde gelişen ve devlet açısından zararlı görülen bir 
duruma karşı öncelikle toplumla sağlıklı bir iletişim kurulmaya çalışılır. 
İletişimden kastımız, sadece hedeflenen kitleye ulaşma değildir. Amaç; 
inandırıcı ortak bir nokta, kitlenin benimseyeceği bir hedef belirlemektir. 
Bunlar yapıldıktan sonra toplumda var olan endişeyi kendileri yaşıyormuş gibi 
topumla aynı dil konuşulur ve zahirde aynı yaklaşım sergilenerek sahaya girilir. 
“Aynı dili konuşuyoruz, aynı düşünüyoruz, farklı yerlerde olsak da yaklaşım ve 
bakış açımızda bir fark yoktur” mantığıyla olaya yaklaşmak, yürütülecek 
psikolojik savaşı sağlam zemine oturtmak içindir. İrtibat aşamasında sürekli 
olarak birlik ve beraberlik içinde olunduğu, her şeyin ortak olduğu, tüm 
toplumun kader birliği içinde olduğu topluma hissettirilmeye ve böyle bir hava 
oluşturulmaya çalışılır. Eğer bu hava oluşturulabilirse istenen iletişim 
kurulmuştur. Bundan sonrası, artık zararlı görülen olguya yönelmedir.
 
 Tahrip: İletişim aşaması başarılı bir şekilde gerçekleştiğine karar 
verildikten sonra, ikinci aşama hedef olarak belirlenen sorun ile ilgili 
toplumda var olan düşünce veya aksiyon ile ilgili olguları değiştirme ve tahrip 
etmektir. Milli bütünlük ve devlet düzeni açısından zararlı kabul edilen, sorun 
teşkil eden bu durumları tahrip edebilmek için öncelikle bunları tartışılır bir 
hale getirmek gerekmektedir. Bunun için olumsuzlukları ön plana çıkarma, 
kafalarda soru işaretleri bırakma ve oluşturulan tezatlarla toplumda mevcut 
olguya karşı şüphelerin yerleşmesi sağlanır. Şüpheler geliştikçe arayışlar da 
artar ve yeni yaklaşımlar ortaya çıkar. Aslında ortaya çıkan yeni yaklaşım, 
psikolojik savaş uygulayıcısın toplumuna o konuda vermek istediğinden başka bir 
şey değildir.
 
 Toplumda olumsuz imajlar oluştukça tahribin dozu artırılır. Düşünceleri bozma, 
yaklaşımı değiştirme ve istenilen tahrip işinin başarılı bir şeklide 
gerçekleşmesi için sunulan yaklaşımın toplumsal değerlere yabancı olmamasına 
dikkat edilir. Yüzde yüz farklı bir yaklaşımı topluma sunmak inandırıcı 
olmayacağı gibi kabullenmesi de mümkün değildir. Formül tüme dokunmuyor gibi 
gözüküp parçalarla uğraşarak tahribi gerçekleştirmektir.
 
 Devletler ne zaman hangi konuda buna ihtiyaç duyar? Mevcut yapının zararına 
olduğu düşünülen her ne var ise buna karşı uğraş verilir. Zararlı olduğu 
düşünülen bir grup, cemiyet, anlayış veya basit gözüken bir moda sitili dahi 
olabilir. Bozguncu ve kötü gösterme, kamuoyunda bunlarla ilgili olumsuz bir imaj 
oluşturma, toplunum vazgeçme eğilimi ile kendini gösterir. Eğer toplum bu 
aşamaya getirilebilmişse artık alternatif sunma ve bunu kabul ettirme aşamasına 
geçilir..
 
 Cezbetme: Tahrip ile toplumu bir düşünceden alıkoyduktan sonra bu defa 
aşılanmak ve verilmek istenen şekil ve düşünce ne ise, toplum nereye 
çekilecekse, o noktaya yönlendirici hamlelere geçilir. Bu aşama; verilmek 
istenen şablonun yüksek sesle dillendirildiği, kitle iletişim araçlarından 
istifade edilerek özendirilmenin yapıldığı aşamadır. Çeşitli vesilelerle sürekli 
hedef seçilen ve üzerinde çalışılan konu toplum gündemine getirilir, bu amaçla 
uzman tabir edilen kişiler, toplumda kabul gören şahsiyetler ve önceki fikri 
savunup dönüşenler vasıtasıyla oluşturulmak istenen olgu ile ilgili sistemli ve 
yoğun bir bilgilendirme yapılır. Tüm bunların başarılı bir şekilde yürütülmesi 
için bazı senaryolarla topluma verilmek istenen mesaj pratikleştirilir ve bir 
sinerji oluşturulmaya çalışılır.
 
 İlmi amele dönüştürme: Hedefin son ve en önemli aşamasıdır. Toplum hazır 
hale getirilip verilmek istenene meyyal bir hale gelince, istenilenler pratiğe 
aktarılır. Programlı bir şekilde topluma sunulan bir anlayışın kalıcı olabilmesi 
için toplum yaşantısında yer bulması gerekir. Zihnen hazır hale gelen toplum, 
uygulama noktasında fazla bir zorluk çıkarmayacaktır.
 
 Çoğu devletlerde çıkacak yeni bir kanun veya uygulama için dahi bu yöntemlere 
başvurulur. Devlet bir yasaklama veya toplum kültüründe yeri olmayan en azından 
hoş görülmeyen bir konuda serbestlik vermek isterse öncelikle mevcut yasa 
tartışma konusu yapılıp yıpranması sağlanır. Olayı destekleyici birkaç hadise 
vesile yapılıp yoğun bir gündem oluşturulur. Ardından ne yapılması gerekir diye 
yoğun bir şekilde tartışma ortamı oluşturularak bu süreçte çıkarılmak istenen 
kanun ile ilgili zihinler hazır hale getirilir. Artık kanunu çıkarma ve 
uygulamaya geçme zamanıdır. İlk aşamada oluşacak bir uygulama infial 
oluşturabilecek bir durumken zihinlerin hazır hale getirilmesiyle sadece cılız 
tepkilerle arzulanan kanunlar yürürlüğe girer.
 
 Selbi hedeflere TC’nin din ve Kürt meselesi ile ilgili yaklaşımları en güzel 
örnektir. Tüm aşamaları sürekli bir şekilde uygulanmaktadır. Gelecek yazımızda 
Selbi hedefler ve bu konuda yürütülen psikolojik savaştan bazı örneklere 
değinirsek, bir devletin kendi halkının “zararına” olan bir duruma karşı 
yürüttüğü önleyici psikolojik savaş daha iyi anlaşılır.
 
 Allah’a emanet olunuz.
 
 Abdullah HOCAOĞLU
 |