Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
O gün (kiyamet gününde bakarsin ki) biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; Sûr'a da üfürülmüs, böylece onlari bütünüyle bir araya getirmisizdir. (Kehf/99)

Bir Hadis:
Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi. (Tirmizi, Tıbb 1)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

DİRENİŞ

Bize ait olmayan, silah zoruyla ve baskıyla dayatılan, değerlerimizi yerle bir eden rejimin zindanının dört duvarı arasındaki mahkûmluğumuzda yaşanılır bir hayattan sürekli mahrum bırakıldık. Halka dayanmadığı için zaman ve şartlar çerçevesinde varlığını tazmin ederek sürdürmek zorunda olan rejim her seferinde yeni oyunlar geliştirdi. Uzunca yıllar tek parti diktatörlüğüyle varlığını sürdürdü. Baskı ve dayatmalarla, silah ve süngü zoruyla hizaya getirdi insanımızı. Boynunda ebediyen kölelik zinciriyle yaşamasını istiyordu halkımızın.

Ellerinde süngü tepelerine dikilenlerle yaşamaya alıştırıldı insanımız. Hayatın sadece tepedekilerin var oluşuyla yaşanabilir olduğuna inandırıldı. Dini, dili, örfü, giyinişi ve kısaca bütün yaşantısı egemenlerin arzusuna göre şekillendirildi.

Oysa dünyanın seyrinde baş döndürücü gelişmeler yaşanıyordu. Tek parti diktatörlüğüyle varlığını perçinleştirmeyi başaran rejim, halkın köleliğe alıştığına ve isyan ruhunun öldüğüne inanmaya başlamıştı. Bundan sonra önemli olan rejimin varlığını sürdürmesiydi. Halkın A ya da B’ye mühür basıp seçmesi fazla önem taşımıyordu. İster DP ister CHP olsun fark etmiyordu.

Ülke yönetimi rejimin silahlı adamlarının düello meydanına dönüşmüştü. Zevklerine göre birkaç yılda bir müdahalede bulunarak tepemizden eksik etmediler tokmaklarını. İbret-i alem olsun diye birilerini darağaçlarına çektiler. Bir kısmını siyasetten mahrum ettiler. Birkaç yıllık hesapsız kitapsız baskı ve sömürüden sonra kışlalarında dinlenmeye çekildiler.

İslamcı geçmişe sahip insanların yönetimindeki Ak Partinin iktidara gelişi rejimde ciddi bir sıkıntıya yol açmadı. Önemli olan rejimin varlığını sürdürmesiydi. Gerisi teferruat sayılırdı. Rejim partilerinin beceriksizliği ve değişen dünya şartlarına rağmen 80 yıl önceki mantıkla hareket etmeleri, rejime kar yerine zarar veriyordu. Oysa henüz kirlere bulaşmamış, halkın arasından gelen ve günah addederek devleti dolandırmayan figüranlara ihtiyaç vardı. Sarsıntı geçiren, gün geçtikçe batan rejimin güvence altına alınması bu şekilde sağlanabilirdi.

Ak Parti kendisinden bekleneni hakkıyla yerine getirdi. Rejimin sarsılan payelerini birer birer onardı. Ülkeyi ekonomik ve siyasi krizlerden sahile çekmeyi başardı. Onlarca yıldır diktatör rejimin köleleştirdiği halkın haklarına kavuşmasıyla ilgili ciddi adımlar atamadı. Rejimin sopasını üzerlerinden eksik etmediği Kürd’lerin durumunda değişiklik olmadı. Halkın insani ve İslami haklarının verilmesiyle ilgili ciddi hiçbir yaklaşım gösterilmedi.

Kürd sorununu çözme açılımları hiçbir sonuç vermedi. Askeri operasyonların ya da polis baskınlarının dışındaki alternatiflere yönelme gibi yaklaşımlardan ciddi bir şekilde kaçınıldı.

Ortaya atılan referandum oyunuyla insanlarımız meşgul edilmeye çalışılıyor. Kuralları rejim koyuyor. Halktan sadece iki şıktan birine “evet” ya da “hayır” demesi isteniyor. Halkın ne düşündüğü ve ne istediğiyle ilgili şeyleri hiç kimse sorma gereği duymuyor. Zaten rejimin bekası için halkın önüne konulan kâğıtlara mühür vurmasının dışında hiçbir özelliği yok.

Referandumla önümüze konulan şeyler şu tabloyla ciddi benzerlikler taşıyor. Guantanamo zindanında bulunuyorsunuz. Zindanda çok küçük bazı düzenlemelere gitmeyle ilgili zindan görevlileri arasında tartışmalar var. Görevlilerden bazıları zindanın yüksek duvarlarının üst tarafında bir iki tane küçük pencere açılmasının faydalı olacağını savunuyor. Bazıları ise bu tür düzenlemelere gerek olmadığını, zindanın mevcut haliyle kalmasını savunuyor. Kendilerini özgürlükçü addedenler zindanın karanlık olduğunu, zindandaki kokuların baş döndürecek derecede kötü olduğunu küçük bir iki pencere açarak az bir ışıkla ve birazcık havayla karanlığı ve kokuyu az da olsa önleyebileceklerini ileri sürüyorlar. Karşı çıkanlar ise böyle bir yaklaşımın köleleri özgürlük yolunu açabileceğini ve rejimi tehlikeye sokabileceğini iddia ediyorlar. Değişiklikten taraf olanlar ise rejimin tehlikeye girmeyeceğini, aksine küçük bir göz boyamayla halkın rejime yönelik tepkilerinin dineceğini ileri sürüyorlar.

Zindandaki halka düşen koca zindana küçük bir iki pencere isteyip istememeleridir. Hayır dersek, ruhumuza kadar işlemiş işkencehanenin aynen devam etmesini isteyeceğiz. Evet dersek koca zindanda sadece bir iki küçük pencere açılacak. Karanlık çok hafif şekilde aydınlanacak. Yine gözlerimiz güneşten mahrum kalacak. Yine koca zindanda kalmaya devam edeceğiz. Rejim bize lütfedip bir iki küçük pencere açtığı için tepkilerimiz sona erecek. Bize lütufta bulundu diye belki de dua edeceğiz. Sandığı protesto etmemiz ise zindan yöneticileri ne yaparlarsa yapsınlar, ister pencere açıp zindan şartlarını gevşetsinler, ister hepimizi zindanda boğsunlar, bizim için fark etmiyor anlamına gelecek.

Oysa hepimiz Allah’ın bize bahşettiği yeryüzünde son noktasına kadar insanca yaşamak istiyoruz. Koca zindandan kurtulup özgür olmak istiyoruz. İslami iradeyle ortaya çıkıp rejimin dayatmalarından kurtularak, kimliğimizi ve inancımızı kuşanıp değerlerimizle yaşamak istiyoruz. Bıktık zindanda yaşamaktan. Zindanın içindeki küçük düzenlemeler özgürce yaşamamıza hiçbir katkı sunmuyor. Mevcut haliyle ise ruhumuzu kemiren koca bir işkencehaneye dönüşüyor zindan.

İrademizi başkalarına teslim edince bize sunulan sadece kâğıda mühür basmaktır. Oysa kurtuluşumuzun nerede olduğunu çok iyi biliyoruz. Sürekli ihmal edilen ve rüzgârların önünde yok edilmeye çalışılan tepkisel yanlarımızın askıya alınmasına son vermeliyiz. Ayağa kalkıp ne istediğimizi ortaya koymalıyız. Güç olmalı, insanlarımıza alternatiflerimizi sunmalıyız. Rejimin çarklarının arasından sıyrılıp “ben varım” demeliyiz. Gerçeklerimiz bize çok daha fazlasını yapma imkânı veriyor. Rejimin AB ve AİHM’yi dayanak yaparak lütfedip (!) yapmak istediğini iddia ettiği iyileştirmelerin bizlere faydası olmayacak. Bu tür yönelişler sarsılan yönleri onarmak, halkın gözünü boyamak ve bizi daha fazla oyalamak içindir. Onurlu ve izzetli bir çıkış olmadan, namuslu bir direniş sergilenmeden rejimin prangalarından kurtulmanın ve özgürleşmenin imkânını bulamayacağız. Özgürleşmenin biricik yolu başkaldırı ve direniştir. Ve bedeli ne olursa olsun onurluca bir direniş, kaybettiklerimize yeniden kavuşmanın, arzuladığımız güzel günlerin yeniden yüzümüze açılmasının yolunu açacak.

M. Emin ÇELİK

Diger Basliklar
   ÜMMETİN SABRINI TAŞIRMAYIN!
   TÜRKİYE'NİN ÇIKMAZLARI VE ALTERNATİFLER
   ZİNDANDAKİ MÜSLÜMAN HASTALAR VE CUMHURBAŞKANININ VİCDANI
   DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE MÜSLÜMAN KATLİAMI
   KANLA BESLENEN OYUN
   MUSTAZAFLAR HAREKETİ'NE UZANAN SÜREÇ
   İSLAM'A TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN SON ŞEKLİ
   ÖNEMLİ BİR AŞAMA...
   NASIL BAŞARABİLİRİZ?
   SOSYAL MEDYA FELAKETİ
   KUDÜS KÜRDİSTAN'IN NERESİNDE?
   HİZBULLAH'IN KARDEŞLİK ÇAĞRISI
   BEŞ GÜZEL İNSAN
   HİZBULLAH NASIL OLMALI?
   HİZBULLAH'IN MANİFESTOSU VE İSLAMİ KESİM
   ŞEHİD REHBER VE KAÇIRILAN FIRSATLAR
   BİR HALKIN ACISI
   KÜRDLERİN HAKLARI
   KÜRDLERİN ÖZE DÖNÜŞ ZAMANI
   ÇOCUK KATİLİ!
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git