Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
O gün (kiyamet gününde bakarsin ki) biz onlari, birbirine çarparak çalkalanir bir halde birakmisizdir; Sûr'a da üfürülmüs, böylece onlari bütünüyle bir araya getirmisizdir. (Kehf/99)

Bir Hadis:
Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi. (Tirmizi, Tıbb 1)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

KÜRDLERİN BAHARI

İslam’ın Arabistan topraklarını aşmasıyla birlikte Müslüman olan halkımız tarihinde en büyük dirilişi yaşadı. Bu uğurda büyük fedakârlıklar ve sayısız hizmetlerde bulundu. Onur ve izzetli günlerini İslam’ın gölgesinde yaşadı. İslam medeniyetinin oluşumunda ve altın çağını yaşamasında diğer Müslüman milletlerle birlikte büyük katkılar sağladı. Ruh ve beden gibi İslam’la bütünleşti. Günümüze kadar uzanan tarihte iz bırakmış büyük insanlar yetiştiren medreselerini coğrafyasının her tarafına serpiştirerek toplumu ilmin nuruyla donattı.

Sıkıntı ve zorluklarla her karşılaştığında ana kucağına sığınır gibi İslam’ın sahillerine sığındı. Düşman saldırılarına uğradığında, toprakları işgal edildiğinde, ölümcül hastalıklarla boğuştuğunda, kıtlık felaketleri boy gösterdiğinde İslam’ın merhamet kanatlarının altında sığındı. Bu merhametli kucakta sıkıntılarını bir bir atlatırken olumsuzluklardan bir bir sıyrılma imkanı buluyordu. Aziz İslam’ın Kürd halkının hayatında oluşturduğu büyük inkılabı, İslam’la bütünleştiğinde yaşadığı parlak tarihi insaflı tarihçiler detaylıca yazarlar.

19. asrın sonlarında Batıdan neşet eden, Müslümanların birliğini parçalayıp tahakküm altına almak için ümmet topraklarına sokulan ırkçılık girdabında bazılarının ışık arama çabaları birilerini cezbederken Müslüman Kürd halkı bütün bu arayışlara kapılarını kapattı. İslam birliğinin parçalandığı bir dönemde İslami tarihi boyunca yaptığı gibi yine İslam’ın kanatlarına sığınarak zorlukları aşacağını umuyordu. Çünkü bu milletin bütün sermayesi İslam’dı. Sorunlarını çözüme kavuşturacak devaya İslam’dan başkası sahip değildi. İslam’ın dertlerine derman olacağına, yaşadığı zorlukları İslam sayesinde aşacağına inanıyordu.

Oysa bu seferki darbe her zamankinden çok daha şiddetli ve karmaşıktı. Müslümanların derinliklerine nüfuz etmiş düşman, içte büyük tahribatlara ve bozgunlara yol açmıştı. Yüzlerce yıl hayatı birlikte paylaştığı diğer milletlerle İslam şemsiyesi atında yeniden eski altın günlerini yaşayacağıyla ilgili ümidi kısa sürede buhar olup gitmişti.

İşte son doksan yıllık tarihinde karşılaştığı baskılar, hak ve hukuk gaspları, yok saymalar, koca bir işkencehaneye dönüştürülen hayatıyla tarihte çok az milletin karşılaştığı zorlukları yaşadı. Yok edilen Kürd halkının sadece kavmi kimliği değildi. Bir ana kucağı gibi sığındığı, kendisi için can ve ruh mesabesindeki İslami kimliği de yok edilmişti.

Bu uzun zulüm yıllarında Kürdleri ayakta tutan biricik direnç yine aziz İslamdı. Rejimin baskı ve dayatmalarına rağmen ücra köşelerde gizlice devam ettirilen medrese geleneği Kürd halkının İslami hayatının devamı için nefes borusu niteliği taşıyordu. Devletin yok etme amaçlı çabaları, bu büyük çaba ve gayretlerin önünde adeta buharlaşıyordu. Rejimin baskılarına doksan yıl direnen bu halk başkalaşmaya ve dönüşmeye karşı ayakta kalmayı başarmıştı. Ancak son yirmi otuz yılda karşılaştığı inkârcı Marksist rüzgârların derinlerine sızıp yuva yapmasıyla gövdesinde sarsılmalar, direncinde kırılmalar başladı.

Ne pahasına olursa olsun yaşatmaya çalıştığı medreseler hem kültürünü hem de dilini koruyordu. Oysa Marksist örgüt, birçok şeyiyle birlikte medrese sistemini de büyük ölçüde yerle bir etti. Müslüman Kürd halkının hayatına renk katan, ayakta kalmasını ve direnmesini sağlayan bu nefes borularının ve hayat kaynaklarının etkisizleşmesi dilinde ve kültüründe de sarsıntıların oluşmasına yol açtı. Medreseden beslenen kültür ve dil, kaynaksız kalınca sarsıntılarla karşılaştı. Bu hedefe kilitlenen rejim yanlılarına ve Marksistlere gün doğmuştu. Müslüman Kürd halkının İslam’dan neşet eden kültürünü başka şeylerle takviye etmek ve bozmak için yeni yeni programlarla ortaya çıktılar. Yüzlerce yıl halkın İslami kültürünü tahkim eden medreselerde, alay edercesine ve aşağılarcasına Batının çirkef hayat modelini ve modasını sergilemeye çalıştılar. Yani “Sizin beslendiğiniz medreseler öldü, işte onların üstüne basa basa hayat sistemimizi sergiliyor ve bunu kültür olarak size sunuyoruz” dercesine aşağılık şovlar yapılmaktadır.

Diğer taraftan medrese kaynağını yitirip öksüz bırakılan Kürdçeyi de Marksistlerin yayın organları ya da devletin Kürdçe kanalında kullanılan uyduruk kelime ve deyimlerle başkalaştırmaya ve dönüştürmeye çalışıyorlar.

Bütün bunlar yaşanırken, sürekli ifade edildiği gibi Kürd halkının problemi sadece Kürd sorunuyla sınırlı değildir. Bu, Kürdlerin probleminin sadece bir parçasıdır. Kürdlerin diğer bir tarafını oluşturan inanç sorunları görmezden gelinirse hiçbir çözüm Kürtlerin kanayan yaralarına merhem olamaz. Birileri kavmi olarak inkâr edilen kimliği yeniden tanıma üzerine hesap yapıyorlarsa, bu sadece bir parçanın onarılmasına yol açabilecek. Ruh mesabesindeki İslami kimlik olmazsa, hangi hakları iade edilirse edilsin sıkıntı eskisi gibi devam edecek. Çiğnenmiş, yok edilmeye çalışılan bedenlerine kavuşacaklar, ancak bu bedeni besleyen ve harekete geçiren ruhtan yoksun kalmaları sıkıntılarını sona erdirmeyecek.

Kürdlerin özgürlüğü için mücadele ettiklerini iddia edenlerin içine girdikleri anafor, Saddamvari ve Esatvari diktatörlerin oluşturduğu zulüm imparatorluklarından farklı bir görüntü arz etmiyor. Başından beri Kürdistan’da kendilerini onaylamayan, alkışlamayan ve farklı düşünen Kürdlere karşı estirdikleri terör dili bunlarla ilgili ümit beslemeye hiçbir gerekçe bırakmıyor. İleri sürdükleri özerklik projeleri zulüm çarkının organize hale gelmesinden başka bir görüntü vermiyor. Kendileri gibi düşünmeyen ve meselelere aynı yerden bakmayan Kürdlere karşı en küçük bir ılımlılık gösterisinde bulunmayanlardan hangi merhamet beklenebilir?

Öyleyse tek bir yol, yöntem ve çözümle karşı karşıyayız. Asırlardır İslam’la et kemik olmuş halkımızın yeniden İslam’la dirilişi, İslam’ın limanına doğru bir kere daha açılışının dışında hiçbir çözüm sorunlarını çözemez. 90 yıllık zulüm tarihi boyunca karşılaştığı yıpranmalar, yaşadığı dezenformasyonlar, İslam’la bağlarını koparmak için üzerinde oynanan büyük oyunlara rağmen tercihini İslam’dan yana koyuyorsa, işte bu Kürd halkının yeniden öze dönüşünün, kendine gelişinin biricik adresinin İslami dirilişi olduğunu göstermektedir.

Yaşadığımız tecrübeler ve karşılaştığımız olumsuzluklar tepedekilerin, gasp edilen insani ve İslami haklarımızı geri verme erdemliliği ve olgunluğunu göstermeleriyle ilgili ümitleri kalın perdelerle kapatıyor. Öyleyse halkımıza insanca ve Müslümanca yaşam alanı oluşturmak için gecemizi gündüzümüze katarak ve en değerli şeylerimizi seferber ederek üzerimizdeki kara bulutları dağıtmak için çabalamalıyız. Bunun da yolu insanların fıtratına seslenip, onları harekete geçirici söylemler geliştirerek, en dindarından en inkârcısına kadar kapı kapı dolaşıp İslam’dan uzaklaştırılmaya çalışılan bu aziz milleti İslam’ın baharına uyandırmaktır. En güzel zamanlarımızı bu yüce amaç uğruna harcamalıyız. Zaten bu, bir “emr-i bil maruf” hareketi olup Allah Teala tarafından mükellef kılındığımız bir ibadettir.

M. Emin ÇELİK

Diger Basliklar
   ÜMMETİN SABRINI TAŞIRMAYIN!
   TÜRKİYE'NİN ÇIKMAZLARI VE ALTERNATİFLER
   ZİNDANDAKİ MÜSLÜMAN HASTALAR VE CUMHURBAŞKANININ VİCDANI
   DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE MÜSLÜMAN KATLİAMI
   KANLA BESLENEN OYUN
   MUSTAZAFLAR HAREKETİ'NE UZANAN SÜREÇ
   İSLAM'A TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN SON ŞEKLİ
   ÖNEMLİ BİR AŞAMA...
   NASIL BAŞARABİLİRİZ?
   SOSYAL MEDYA FELAKETİ
   KUDÜS KÜRDİSTAN'IN NERESİNDE?
   HİZBULLAH'IN KARDEŞLİK ÇAĞRISI
   BEŞ GÜZEL İNSAN
   HİZBULLAH NASIL OLMALI?
   HİZBULLAH'IN MANİFESTOSU VE İSLAMİ KESİM
   ŞEHİD REHBER VE KAÇIRILAN FIRSATLAR
   BİR HALKIN ACISI
   KÜRDLERİN HAKLARI
   KÜRDLERİN ÖZE DÖNÜŞ ZAMANI
   ÇOCUK KATİLİ!
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git