Tarihin seyri içinde vuku bulan bazı olaylar derin izler bırakır insanların zihinlerinde. Üzerlerinden binlerce yıl geçmesine rağmen her yeni kuşak, bu büyük olaylardan dersler çıkararak ve ibretler alarak geleceğini şekillendirmeye çalışır. Tarihteki büyük olayların bir tarafında kendisi için bir yer, bir taraf bulmak için çabalar.

Allah’ın peygamberleri insanlık tarihinde derin izler bırakan olaylardan haberdar ettiler insanları. Allah’ın kitapları kuşaktan kuşağa değiştirilerek aktarılan olayların gerçeğini anlattılar. Tarihte iz bırakan önemli olaylardan bazılarından Kur’an-ı Kerim vasıtasıyla haberdar olduk. Örneğin Zülkarneyn hadisesi, Eshab-ı Kehf, Musa (as)’nın kıyamı gibi insanların hayatında derin izler bırakan birçok olay hakkında ilk elden haberdar edildik.

Bir de Hz. Peygamber (sav)’den sonra meydana gelen olaylarla karşılaştı yeryüzü. Risaletiyle insanlık tarihinin seyrini değiştiren, yeni bir renk ve yen bir ruhla insanlığın ölmüş hayat damarlarını canlandıran Allah Resulünden sonra da baş döndürücü şekilde değişim geçiren dünya ilginç olaylara sahne oldu.

Peygamber’den sonraki zamana damgasını vuran, asırlar geçmesine rağmen canlılığını koruyan, insanlığın vicdanıyla birlikte diğer varlıkları da hüzne boğan Kerbela hadisesi insanlık tarihinin acı veren nadir olaylarından biridir.

Kerbela, iki ordu arasında gerçekleşen ve 72 insanın hayatını kaybettiği basit bir savaşın ötesinde derin anlamlar taşıyan tarihin büyük olaylarındandır. İnsanlığın tarihi seyrini değiştiren Aziz Peygamberimizin (sav) yeryüzünden göçüşünün üzerinden 50 yıllık bir zaman geçmeden ailesinin, ümmetini yönetenler tarafından katledilmesi olayıdır Kerbela. Bundan da öte manalar taşır Kerbela. Mazlum yüreklerin zillet perdelerini parçalayarak direnişi destan destan belleklere kazmasıdır Kerbela. Onurlu bir kıyamın nasıl olması gerektiğini, Allah’ın en sevgilisine en sevgili olanın çocuklarını, kardeşlerini ve kendisini feda etmesinin adıdır. Zulme ve zalime başkaldırının tarihe altın harflerle düşürülen namuslu bir kaydıdır. Değiştirilmeye, dönüştürülmeye ve aslından koparılmaya çalışılan İslam’ın, mecrasından kopmaması, bozulmaması ve yok edilmemesi için insanların en sevgilisine en sevgili olanın kıyamete dek insanlığın önünü aydınlatması için canıyla ve kanıyla kapısını açtığı büyük inkılâbın adıdır.

İmam Hüseyin’in kanı, yok edilmeye, zalim ve müstekbirlerin koltuklarına payanda yapılmaya çalışılan aziz İslam’ın kimliğine kavuşmasına, temizlenmesine ve asli mecrasından yürümesine yol açan İsrafil suruydu adeta. Asli damardan kopan, farklı mecralarda kürek çekip yalan yanlış yorumların içinde boğulan, yalnızlıktan sedaları kesilmiş, korku duvarları arasında hapsolup sessizliğe gömülen, kalplerini hoplatan ilahi aşka rağmen ellerinden bir şey gelmeyen çaresizlerin ve ezilmişlerin yüreklerine derman, yaralarına merhem oldu.

Kerbela, zulmün altında inleyen insanlığa kıyam yolunu açtı. Hak takipçisi küçük bir grubun büyük ordularla karşılanışının, kahramanca çarpınışının ve canlarını feda edişinin güce, kuvvete, kılıca ve her türlü silaha galip geldiğini ve muzaffer olduğunu altın harflerle tarihe kazıdı. Büyük bir mektep oldu zalimlerin ve müstekbirlerin baskı ve eziyetlerinden kurtulmak için çabalayan mazlum milletlere. İstikbara karşı kıyama kalkan, hak boyasıyla boyanmış bütün inkılâplar Kerbela okulundan neşet eden ruhla gerçekleşti. Selahaddin-i Eyyubi’nin, Şeyh Said’in, Üstad Bediuzzaman’ın, Filistin’in ve İran’ın başkaldırısı ve kıyamı Kerbela’dan neşet ederek dağlar gibi büyüdü gönüllerde. İran’da insanları meydanlara dolduran Kerbela aşkı, müstekbirleri tahtlarından edip İslam’ı iktidara getirdi.

Ellerindeki basit silahlara rağmen Siyonist rejime kahramanca direnen Filistin, Kerbela mektebinden neşet eden ruhla direnişi destanlaştırdı. Üstad Mutahhari’nin buyurduğu gibi, “Bugün İslam ümmetinin Kerbela’sı Filistin’dir. İmam Hüseyin sağ olsaydı, direniş bayrağını Filistin’de yükseltecekti. İmam Hüseyin’e yardım etmek isteyenler, Kerbela’da İmam Hüseyin’in safında istikbara karşı çatışmak isteyenler Filistin’e yönelsinler. Çünkü bugün Kerbela Filistin’dir”

Kerbela’nın önemli ayaklarından biri de temiz vicdanları hayrette bırakan Hz. Zeynep’in yüklendiği büyük misyondur. Kardeşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin çocuklarının, diğer yakınlarının ve ön önemlisi de anne, baba ve dede yadigârı İmam Hüseyin’in mübarek bedenleri gözlerinin önünde parçalara ayrılırken, Ehlibeytin kadınlarıyla birlikte zalimlere esir düşerken, asilliğin, onurun ve izzetin en istisna çehresini sergileyerek, Hüseyni kıyamı tarihin kalbine nakşetti. Karşılaştığı büyük musibet karşısında teslimiyet gibi bir haleti ruhiyeye girmeden, zulüm saraylarında ayağa kalkıp zalimlerin bir hiç olduğunu, işledikleri bu vahşetle ve döktükleri bu kanlarla aşağılık yaratıklar haline geldiklerini söyleyip Kerbela’nın mesajını haykırdı. Hüseyni direnişten haberdar etti İslam ümmetini. Bir yudum saltanat uğruna Peygamber ailesinin doğranan gençlerinin başına gelenleri duyurdu insanlığa.

Ayağa kaldırdı uyanık yürekleri. Gaflet perdelerini birer birer parçaladı. Kerbela kıyamının bilincini insanların zihinlerine nakşetti. Ölümsüzleştirdi Kerbela’yı. Kerbela’da kanı akan Peygamberi damarın kıyamete kadar Mü’minlerin yolunu aydınlatan nur, mazlum yüreklere ümit olmasını sağladı.

Yeni bir Muharremi yaşadığımız bu günlerde Hz. Hüseyin’in ve Kerbela’nın diğer şehitlerinin yaşadığı vahşet yüreğimizi bir kere daha dağlarken, yolumuzu aydınlatan aziz şehidlerimizi rahmetle anıyoruz...

M. Emin ÇELİK