Danimarka’da bazı gazeteler, Hz. Muhammed’e (sav) hakaret içeren karikatürleri tekrar yayımladılar.
Hatırlanacağı üzere daha önce Kurt Westergaard adında bir gazeteci, başında bomba şeklinde bir sarık ile Hz. Muhammed’i (sav) karikatürize etmiş ve Müslümanlardan büyük tepki görmüştü.
Evvelki gün ise Danimarka polisi; adı geçen karikatüristi öldürmeyi planlayan 3 şüpheliyi yakaladıklarını açıklamış, bunlardan ikisinin Tunuslu, birinin de Fas kökenli Danimarka vatandaşı olduğunu belirtilmiş, ancak iddia ettiği suikastın hedefi ile ilgili açıklama yapmamıştı.
Bu gelişme üzerine; Danimarka'da 17 gazetede daha önce çizilip yayımlanan karikatürlerin bazıları tekrar yayımlandı, bulvar gazetesi Ekstra Bladet ise 12 karikatürün tamamını yeniden yayımladı. İsveç, Hollanda ve İspanya’daki bazı gazeteler ise, karikatürleri yayımlayarak Danimarkalı gazeteciye destek vermek ve ifade özgürlüğüne bağlılıklarını göstermek istediklerini belirttiler.
Bu yapılanlar; Batı’nın habis zihniyetinin tezahürleridir. Müslümanlara karşı ikiyüzlülüğünün ifadesidir. Müslümanların, inançlarından ötürü uğradıkları mağduriyetlerini dile getirmelerini dahi tahrik unsuru ve kışkırtma vesilesi olarak gösterirken, İslam peygamberi Hz. Muhammed’e (sav) hakaret etmeyi ifade özgürlüğü olarak görecek kadar bağnaz olduğunun göstergesidir. Çünkü başta Danimarka devlet yetkilileri olmak üzere Batı’nın pek çok idarecisi, Müslümanlara karşı açıkça kışkırtıcılık yapan, tahrik eden ve İslam Peygamberine çirkin bir şekilde saldırıda bulunan bu gazetecilere ve gazete sahiplerine engel olması gerekirken, aksine yaptıklarını “düşünceyi ifade özgürlüğü” olarak değerlendirmiş ve hatta olası tehdit unsurlarına karşı onları korumaya almıştır.
Gerek Batı’da cereyan eden hadiseler ve gerekse Türkiye’de son zamanlarda cereyan eden anti İslami çirkin saldırganlıklar, küfrün İslam’a karşı gerçek niyetini ve ikiyüzlülüğünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Ve bir kez daha ortaya çıkmıştır ki; İslam düşmanlarının dile getirdiği hoş görü, diyalog, özgürlük ve insan hakları gibi kavramlar, sadece kendi çıkarları için kullandıkları tek taraflı birer hizmet aracıdır. Güçlü oldukları müddetçe yaptıkları her türlü hukuksuzluğu haklı ve meşru görecek, göstermeye çalışacaklardır. Ve yine bir kez daha ortaya çıkmıştır ki; Müslümanlar güçlü bir birlik içinde bulunmaz ve İslam düşmanlarının hakaret ve saldırılarına sert bir şekilde karşılık vermezlerse, hedef olmaktan kurtulamayacak ve yaşanan bu kepazelikler sürecektir.
İslam’a ve Müslümanlara yönelik yapılan bu çirkin saldırıları kınıyor, âlemlere rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Hz. Muhammed’e (sav) hakaret içeren karikatürleri ve sahiplerini tel’in ediyoruz…
Bu yapılanlar; Batı’nın habis zihniyetinin tezahürleridir. Müslümanlara karşı ikiyüzlülüğünün ifadesidir. Müslümanların, inançlarından ötürü uğradıkları mağduriyetlerini dile getirmelerini dahi tahrik unsuru ve kışkırtma vesilesi olarak gösterirken, İslam peygamberi Hz. Muhammed’e (sav) hakaret etmeyi ifade özgürlüğü olarak görecek kadar bağnaz olduğunun göstergesidir. Çünkü başta Danimarka devlet yetkilileri olmak üzere Batı’nın pek çok idarecisi, Müslümanlara karşı açıkça kışkırtıcılık yapan, tahrik eden ve İslam Peygamberine çirkin bir şekilde saldırıda bulunan bu gazetecilere ve gazete sahiplerine engel olması gerekirken, aksine yaptıklarını “düşünceyi ifade özgürlüğü” olarak değerlendirmiş ve hatta olası tehdit unsurlarına karşı onları korumaya almıştır.
