Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
O gün Allah onlarin hepsini diriltecek ve yaptiklarini kendilerine haber verecektir. Allah onlari bir bir saymistir. Onlar ise unutmuslardir. Allah her seye sahittir. (Mucadele/6)

Bir Hadis:
Beş günah vardır ki, keffâreti yoktur. Bunlar; Allâh'a şerik koşmak, bigayri hakkın adam öldürmek, mü'mine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 24- OKUYUCU KÖŞESİ » HAYKIRIŞ / SELAHADDİN
HAYKIRIŞ / SELAHADDİN

HAYKIRIŞ

Bismihi subhanehu!

Bizleri yoktan varlık alemine, varlıklar içerisinde bunların ehseni ve ekremi olan insan, insaniyet alemi içerisinde server-i enbiya, Rasul-i sekaleyn ve muhatab-ı ferman-ı ‘levlake’ye ümmet olma ile muşerref kılan, tuğyan ve ceberutun hüküm sürdüğü bu çağda, deccalin göz kamaştırıcı ve sarhoş edici havasıyla beşeriyeti cehenneme fevc fevc sürüklediği bu korkunç ve müthiş çağda, öz rahmetinin tecellisinden bizlere Hüseyni ve Hizbullah’i bir cemaat’i bahşeden Zat-ı Zülcelali layığı vechiyle hamd eder, salat-u selamın en ekmeli, kainatın en eşrefi olan hebib-i Zişanı Muhammed Mustafa’ya, pak ehli beytine, hidayet yıldızları olan ashabına, güneş batıdan doğana dek tevhid ağacını kanlarıyla sulayıp diri tutan şehitlere, onların yolunu sürdüren Mümin, Müvahhid ve Mucahidlerin özerine olsun.

Müslüman kardeşlerim ! Konuya, arş-ı alanın, fermanı ezelisi olan Kura’nı Mübin’in birkaç ayetleriyle başlamak istiyorum! “- O, hanginizin daha güzel amelde bulunacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.” Mülk, 2

“Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.”. Ankebut, 3

“Eğer Allah'ın, insanları birbirleriyle savması olmasaydı, yeryüzü mutlaka bozulur giderdi. Fakat Allah, bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir.”Bakara, 251

“Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.”Muhammed,4

”Onlar haksız yere ve «Rabbimiz Allah'tır» dediler diye yurtlarından çıkarılmışlardır. Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan camiler yıkılıp giderdi. And olsun ki, Allah'a yardım edenlere O da yardım eder. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür. Hac 40

Yukarıda zikri geçen ayeti Celilelerin sırrından ilham alarak şu dersi çıkarmış oluyoruz!!! Beni Adem için imtihan mekanı ve alanı olarak intihab edilen Dünya, insanlık tarihi başladığı günden günümüze dek beni Adem iki ayrı mektebe, Hak ile Batıl, Tevhid ile şirk, İman ile Küfür, Islah ile İfsat, Adalet ile Zulüm, Tamir ile Tahrip, Mazlum ile Zalim ,Mustazaflar ile Mustekbirler, Hizbullah ile Hizbuşşeytanın mektebine mensup olup iki ayrı taifeye ayrılmış ve bu iki taife her zaman muharebeli ve kavgalı olup, hiçbir zaman barışık, sulh ve sükunet içinde yaşamamıştır. Eğer bazı dönemlerde olmuş ise de mutlaka biri diğerine teslimiyet bayrağı çekmesi neticesinde olmuştur. Kur’an’ı Kerim ile bu iki mektebin öğrencilerini tanımlamak istediğimizde karşımıza şu tablo çıkmış oluyor; Beni Beşer’den ilk öncüler, Habil ve Kabil olup ardından Nuh, Hud, Salih, Lut (as) peygamberlerle bunların kavimleriyle olan mücadelesi, İbrahim (as). ile Nemrud, Musa (as) ile Firavun, Muhammed (sav) ile Ebucehil, Hüseyin (ra) ile Yezid. Çağımızda ise geçmiş her iki selefleri temsil eden halefler, Hz. Mehdi’nin (acelellahu kiyamehu) İslam çatısı altında toplayacağı evrensel ve cihan şümul İslam’i devletler, Cemaatler, kıyam ve hareketler ile Deccalizmin, büyük Şeytan’ın başını çektiği tüm Tağuti düzen ve zulüm yüklü kan, öfke ve göz yaşı yağdıran beşeri ideolojilerin temsilcileri karşı karşıya gelip imtihan ve muharebe meydanındaki yerlerini alacaklardır. Bu gün bunun başlamış olduğunu görüyoruz.

Buradan, yani Müvahhid, Mü’min ve Müslümanların sitesi olan Hüseyni sevda’dan; müştereklerimiz olan “kainatın tek ve yegane Halık’ı, İlah’ı ve Hakim’i olan bir Allah’a (cc), O’nun Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine ve Ahiret gönüne inanıp aynı Kıbleye yönelen inananlar olarak, dünyanın dört bir kuşesinde bulunan Müslüman kardeşlerime sesleniyorum !!!

“Bu ortak mukaddes değerleri paylaşmadıklarımızdan her hangi bir talebimiz ve aynı zamanda minnetimiz yoktur, olmamalıdır. Fakat onların insani fıtratları mesh olmayanlara bir çift sözüm vardır. Zahiren insan iskeletini taşıyıp, hakikatte şeytanlaşıp vahşileşmiş, dünya Mustazaflarına kan kusturup dünyayı bir matemhaneye dönüştüren yoldaşlarının iğrenç cürümlerine iştirak etmesinler.

Etseler de biz Müminlerin şiarı ve takip edeceğimiz düstur ve yol belli ve malumdur. Seleflerimiz İbrahim, Musa ve Muhammed (as) misali Hasbunallh kalesine sığınıp hak yolda mücadelemizi sürdüreceğiz. İslam ve Müslümanlara düşman olup zulüm kusanlar ise, bu seleflerimizin kendi dönemlerindeki düşmanları olan Nemrut’un, Firavun’un ve Ebucehil’in akıbeti gibi kötü bir akıbete maruz kalacaklardır. O günlerin geleceğini biliyor ve Mehdi-i Mev’ud’un eli ile hakim olunacak olan ilahi Şerait’in dünyaya bahşedeceği saadet günlerini hakkel yakin imanımız ile bekliyoruz.

Elbette ki bu son iki satırda bahsettiğim cennet asa baharda ne yazık ki henüz yaşamıyoruz. Resul-i Zişanın, fitnesine karşı ümmetini sık sık uyardığı ve ceberut diye adlandırdığı Deccal’in küfür ve zulüm kasırgası ile bir asra yakındır dünya sakinlerine yaşattığı cehennemvari bir kış ve kapkaranlık bir gecede yaşıyoruz.

İnsanlığın yüz karası ve en büyük cürmü; arz ve semanın Halık’ına karşı savaş açmış, meydan okuyarak mülkü olan dünyaya musallat olup, uluhiyyet ve hükümranlık iddiası ile, mülk sahibi olan zatı zülcelala karşı haddini aşıp baş kaldırma ile başlamış. Bu iğrenç emellerine de muvaffak olma neticesinde, dünyayı sakinlerinin başına yıkıp nasıl cehennemi bir hal yaşattığı, Rebbimizin Kur’anı mecid’inde şöyle beyan ediliyor: “ Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirirler.” Müminun 7

“Eğer yer ile gökte Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar yok olurdu. O halde Arş'ın Rabbi olan Allah, onların vasfetmekte oldukları şeylerden (bütün noksanlıklardan) beridir, münezzehtir.” Bakara 251

Bu iki ayeti celilenin tersim ve tavsif ettiği gerçek; Dünyayı, Müslümanlar ve Mustaz’aflar için yaşanamaz bir mekana dönüştüren ve insaniyeti imha değirmeni haline getiren, insaniyet bahçesinin en mukaddes meyvesi olan mal, can ve namusun güvenliğini yitirip, Amerika emperyalizmi ve şark’ı şimalden dünyayı istilaya yönelen Marksizm ve yandaşlarının, Filistin, Irak, Afganistan, Çeçenya, ve dünyanın diğer dört bir köşesinde Arşı Rahmana yükselen kimsesiz ve ehli imanın feryat ve figanları, bu vehim haletin bir kanıtı değimlidir? Ve bununla da yetinmeyip kainat halikının nezdinde en sevgili kulu ve tüm varlık alemini onun yüzü suyu hürmetine yarattığı, Hebib’ı zişanı Muhammed’l emine, “kuruyası dilleri, çoktan helaki hak etmiş varlıklarıyla” arşı alayı titreten sözlü ve fiili hakarette bulunmaları, çağdaş Kabil, Nemrut, Firavun ve Ebucehil’lerin, gayretullaha dokundurucu bu halleriyle küfür ve tuğyanın azgınlığı, kainat halikının bu insan bozuntusu maymun yaratıkları “hilm” dairesinden çıkarıp ashabı sebt misali Domuz ve maymunlara dönüştürüp helak etmelerini Aziz, Cebbar ve yakalayışı çok şedit olan Zatı zulcelalin azametine havale edip, Müslümanlar olarak dünyanın gelmiş olduğu bu vehim haletinden sorumluluk derecemiz ve mesuliyetimizin ne derecede olduğuna dikkat edip çook çokça üzerinde tefekkür edip düşünmek gerekir. Bir saati bin sene ibadete bedel olan birazcık tefekkür neticesinde Dünyayı seraser kasıp kavuran bu küfür ve zulüm ateşini söndürmeden kimin sorumlu ve vazifeli olduğunu yukarıda bahsi geçen ayeti kerimede yüce Rabbimiz açık ve sarihen “…Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir…” fermanı alası ile ona karşı kulluğumuzun ifası ve gereği, ilahi vahye göre Beşeriyeti sevk ve idare etmek, ilahi hududu çiğneyip baş kaldıranların başını eğdirmek, haddi aşanların haddini bildirmekten, biz Muvahhid Mü’minler mükellef tutulmuş ve sorumluyuz. Bu hususta yüce Rabbimizin ayrı bir ayetteki fermanına kulak verelim “O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır Allah işitir ve bilir.” Bakara 256.

Elbetteki bizi bu mukaddes vazife ile tavzif eden Zat-ı Bari Teala’nın destek ve yardımı, dara düştüğümüz anda hemen yanı başımızda bulacağımız ilahi bir va’d ve süz olup, Musa’nın (as) elindeki asayı ejderha kılan, denizi yaran, İbrahim’e ateşi gülistana çeviren, Muhammed’in (sav) parmak işareti ile kameri şak edip ikiye ayıran, Sevr mağarasını barınak yapan, elindeki kum taneciklerini ”şahetil vucuh” fermanı ile birer bomba haline getiren yüce Allah”ın destek ve yardım sözü şu anda da mevcut olup “…ve lillahi cunudussemavati vel arz” denilen ilahi ordular gökte ve yerde hazır kıta ve alarmda her an beklemektedirler. Yeter ki çağdaş Firavun, Nemrut ve Ebucehil’lere meydan okuyan Musa, İbrahim ve Muhammedi (sav) varisler çıksın.

Konunun izahı bağlamında geçmiş tarihin sahi fa lerini bir nebze aralamak istiyorum : hak batıl mücadelesinde ki ilahi imtihan sırrı ve batılın yoğun çaba ve çalışmaları, hak cephesindekilerin ise ihmal ve gafletleri neticesinde , Küfrün İslam’a galebe çalıp hak mevzilerini ele geçirmiş oldukları ve taarruzları esnasında acaba, hak mevzilerini boş bulup İslam ümmetini savunan gayret keş savaşçı savunma fedailerimizle karşılaşmadılar mı­ ? Yere düşen kelimetullaha kanını mürekkep olarak bahşeden dilaverler çıkmadı mı içimizden? Tevhit çığırı ve izi kaybolmasın diye darağaçlarının idam urbasını boğazına geçirip seve seve ve başı dim dik, dar ağaçlara yürüyen İslam in kahraman Rehberleri karşılarında bulamadılar mı? Kur’an ahkamlarının leğv, okunması yasak ve yerlerin altına gömüldüğü, okuma ve tedrisat yerleri olan cami ve mabetler de hayvan ahırına dönüştürüldüğü sıralarda, kıyamet günü Rebbinin cemalını, hatırına kevnu hayatın var olduğu ve Uhud savaşında kanlara boyanan yüzü görebilmek için kur’anın, içinde gömülü olduğu toprağın üstünde yaşama yerine, maşuku ve Muhammedi yadigarı olan kur’anla beraber topraklar altıda yaşamayı tercih edip ellerini mavzerlerin kabzasına atarak cenk meydanlarına koşan kur’an aşıkları çıkmadı mı bu ümmetin yiğit evlatlarından ? şirk ve tuğyanın fen ve felsefe yoluyla dünyanın manevi atmosferini şüphe ve soru işaretleri ile İslam alemini zehirlediği sıralarda Kur’anin eczahanesinden doktor’ı hazık olup “gözümde ne cennet sevdası ve nede cehennem kokusu vardır, yeryüzünde, kur’an cemaatsız kalırsa cenneti da istemem orası da bana zindan olur” deyip, kıyamet gönü tartıda şehitlerin kanına müsavi olan mürekkepleriyle malul ve hasta olan ümmete reçete olup imdadına koşan varisi enbiya olan ulemalardan yoksun ve sahipsiz mi kalmıştı bu ümmet acaba ??? Hayır hayır ruhları cennette cemalullah la şad olsun Şeyh Said’ı palevi ler, Said’ı nursi ler, İskilipli Atıf hocalar, Şeyh şamil’ler, Ömer muhtarlar İzzettin kasamlar, Hasan elbenna, Seyyid kutub ve Nevvab safevi’ler r.a. çağın zulüm kışına kanlarıyla kur’anın adalet baharına müjde, ve teminatına yatırım olan daha nice nice kahraman rehber ve dilaverler. Tarih bu azizlerin yakmış oldukları kıyam meşalesini iftihar, ve İslam ümmetinin yüz akı olarak hep anmış ve dünya var oldukça da anacaktır. Kıyamlarının semeresi ve sümbülü olan İslami inkilab, Hibullah’i cemaat,ve bu gönün intifada ve İslam’i kıyam erlerinden, Cennet’i alada cemalullah la şad olan aziz ruhlarına yüz binlerce selam olsun…

Bu onurlu ve izzet destanı olan kıyam’ın akabinde gelen gön ve yıllar İslam ümmeti için çook çetin ve ağır oldu. Düşmanın elinde esir, kimsesiz ve baş siz, çeşit çeşit ve ayrı coğrafyalara bölünüp, mal can ve namuslarının talan ve pay mal edildiği O, korkunç tarihlerinin teminat ve garantisi bağlamında masa üstünde nice kirli plan ve projeler çizip uygulamaya koydular. Bir taraftan kurdukları darağaçları ile kabus yaşatıp güz dağı vermek, diğer taraf tanda asırlar boyu uyanamayacağı bir uyku ile uyuşturup, O, gün daha beşikte olup yarının geleceği olan kur’an nesli ve Said’ların torunlarına kendilerini dost gösterip, kur’an ve ehline ettikleri düşmanlıklarını yeni büyüyen nesillerden saklı tutmak maksadı ile, ümmetin kalplerini kendilerine merkad kıldığı, Said’lerin mezar taşını meydanda bırakacak kadar cesaretten yoksun, korkak, insaniyetten nasiplenmemiş ve bir o kadarda kalleş olan kemalizim zihniyeti bu planının bir başka yüzü de hayvan ahırına çevirdiği cemi ve mabetlere grevli memurlar atayıp ve “gelin Müslümanlar biz size dininizi tanıtacağız” planlarını pratiğe koymalarıyla dünyaya gözünü yeni açan kur’an neslinin bunun tuzak ve hile olduğunu fark etmeden ecdatlarını Kur’an için darağac lara götüren hainleri tanımayıp İslam ve kur’an düşmanı olan Kemalist rejime “Allah zeval vermesin” diyecek kadar cahil ve aptal bir Müslüman nesli yetiştirilecekti yuvalarında. Ve bu hususta epey başarıda oldular. Vaşinton, Londra,Paris,Roma ve Moskof patronlarının T.C. coğrafyasına yönelik şirk ve dinsizleştirme programları istedikleri düzeyde verimli bulmamış idiler çünkü T.C. coğrafyasının kördistan’ında halen Din, Namus haya ve gayret, kutsallığını koruyor idi. Bu sefer taktik değiştirip küfrün en gaddar sistemi “Marksizm’i”, kürt bir kukla ve merkebe taşıtarak sahipsiz kalmış Müslüman ve Kürt halkını kandırarak milli duygularını, necis ideolojilerine peşkeş çekip, kur’an davası ve halkının Namusu uğruna canını feda eden Şeyh Said r.a. gibilerinin mukaddes İslam davalarını, kof ve kokuşmuş şeytani ilhad düzenlerine alet etmeye kalkışmışlardı. Burada bahsettiklerim küfür dünyasının T.C.coğrafyasına yönelik projelerinin birkaç örneği diğer İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanların vaziyet ve halı hiçte iç açıcı olmayıp biri diğerinden daha beterlilik arz ediyordu. Ve yine bu menfur ve lanetlenmiş projelerinin bir parçası olarak İslam coğrafyasının en mukaddes mekanında ve İslam ümmetinin kalbine saplanan bir hançer misali gayri meşru, “kur’an diliyle lanetlenmiş” bir Siyonist yaratığı doğurup devletleştirerek başta Müslümanlara ve tüm insaniyetin başına bela edip musallat ettiler.

Ve nihayet ilahi iradenin tecelli etmesi ile İslam ümmetini keder, hüzün ve güz yaşına boğan Deccalin karanlık gecesi ve çetin kış mevsimi sona ereceğı, ve ardında HZ. Mehdi’yı mevud il dünyaya bahş olunacak kur’an in adalet güneşi ve baharının müjdelendiği an gelip çattı bu sevindirici ve ümit dolu atmosferi kışta gelip bahar müjdesini veren asrın muceddidi östad bediuzzaman dan dinleyelim –Bediüzzaman- Ben de şaşarım senin aklına! Bu kışın devamına ihtimâl verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır. -Rus polisi- İslâm, parça parça olmuş?-Bediüzzaman:-Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâmın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadisinde çalışıyor. Mısır, İslâmın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâmın iki bahâdır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar.Yahu, şu asilzade evlâd, şehadetnamelerini aldıktan sonra, herbiri bir kıt'a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını âfâk-ı kemalâtta temevvüç ettirmekle, kader-i ezelînin nazarında feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyyenin sırrını ilân edecektir. Tarihçe-i Hayat - 79)

Hakkın batıla İslam in küfre mustazafların mustekbirlere teslimiyet bayrağını çekmesi ile sağlanan barış ortamı,“ tıpkı kış süresi boyunca tohumun karanlıkta toprak ile bir arada olup bahar güneşinin ısısıyla uyanıp canlanarak özgürlüğe, aydınlığa, sümbül ve meyve vermeye doğru hareket edişi ” Muhammed’i varisler Bedir, Uhud ve Xayber mevzilerine ve Kur’an’ı mudafaa saflarına tekrar dönmeleri ile Habil ve kabil ile başlayan tevhit, şirk, mazlum, ile zalimin savaşına, mümin ve mazlumun onurlu kıyam ve baş kaldırışı ile başlamış, ilerleyerek ve küfür cephesi bu gün. ağır darbeler yemiş vaziyette. HZ. Mehdi ordularının, Deccal’in işgal’i altındaki dünyadan bir parça olan İran coğrafyasını fethedip tevhid bayrağını dikince Deccal’in ordu komutanı konumunda olan Amerika’ nin 30 yıldan beridir Ortadoğu ve Asya kıtasına, “siyasi, ekonomi, kültürel ve askeri” yığdığı mühimmat ve sevkıyatı,“Irak,Afganistan, Kuveyt Gürcistan ve diğer Arap müttefiki ve dostları” kayıp ettiği mevzi yi tekrar geri almak hayalı ile. Heyhat o günleri görme hayalıyla tarihin çöplüğüne güme zamanı yaklaşıyor an be an Allah’ın izni ile. Çünkü bak dünyanın dürt bir kuşesinde HZ. Mehdinin ayak sesleri gelmekte. Filistin deki onurlu kıyam ve direniş Siyonist terör devleti ve gayrı meşru atası Amerika nin beynine inen balyoz gibi keyiflerini kursaklarında bırakmış. Lübnan deki Hizbullah’i mukavemet küfür dünyasına her an yok oluşlarını canlandırıyor güzlerinin ününde. Firavun lere karşı kıyam mirası HZ.Musa a.s. dan devralan Elbennar r.a. nin varisleri ve öğrencileri müstekbir ve çağdaş Firavunların korkulu rüyaları olmuş. Şeyh Şamilin r.a. korku tanımaz torunları ve Kafkas kartallarının izzet ve onur fışkıran kıyamları kafir moskofu derinden sarsıp dehşet dolu bir hayata duçar kılmıştır Şeyh A.K.geylani ve imamı azam’r.a.in mukallit ve müritleri Irak topraklarını işgalci deccal askerlerine kan gülüne ve mezara çevirmeleri Amerika nın BOP. projelerini kursağında bırakıp hesaplarını alt üst etmiştir. Deccalizmin bir diğer adı olan Süfyanizm ki Kemalist rejimin özü ve kendisi olup İslam’a ve ehline olan düşmanlığı neticesinde akla hayala gelmeyen insaniyet ve insafa sığmayan vahşet ve mezalimi bikes ve çaresizlerin ahu figanı ve güz yaşı yerine kan ağlayan gece gündüz yol güzleyip “yeter artık ya rab katında bir kurtarıcı gönder” kan ve güz yaşlarıyla yazılan mazlumların arzuhalleri arşı Rahman nezdinde kabul görülmüş idi ki doğacak olan rahmet baharı ve güneşinin tirêj ve ışınları “Rehber Hüseyin r.a. in kurtarıcı bir rehber çehresinin yüksek kişilik ve şahsiyetinden, yüz hatlarının her zerresinde güven, itimat ve itibar saçan, anlında secde izi ile nur efşan, tatlı tebessüm, şefkat,merhamet ve Rafet kanadını germe ile mümin kardeşlerinin kalbinde sevgi ve muhabbetini ölümsüzleştiren, güzlerinin derinliğinde iman feraseti, cesaret, deha, zeka ve ak’lı kamil, İslam düşmanlarına karşı Rehber’i şeyh said’in idam sehpasına gittiği, östad’ı Said’i nursi’nin, tağut’i düzenin mahkemelinde darağclarna beş para vermeyip meydan okuduğu dik başı ve heybetli duruşu, mücadele şiarı metot ve programı, kemalsizimin yıllarca kur’an dan uzaklaştırdığı kalb lere östad Said’ı nursinin kur’an dan tereşşuh eden iman dersleri ve projesi ile yönlendirmek şayet bu kudsi yolu kesen birileri olursa şeyh Said den aldığı silah mirası ile maniaları kaldırmak, “ tıpkı mulhid örgüte takınan tavır” izzet şeref ve onur mayası ile yoğrulan Nur çehresinde” göründü. İlahi aşk deryasından beslenen ve reyyan olan nezih ruhu vecde gelip “Beykoz da HZ.Hamza r.a. misali kanlar içinde ve parçalanmış halı ile Arşın sahibine kur’an davasına kurban ve hediye olarak takdim eden” mübarek bedenine istirahat ve dinlenme yüzü göstermeden ilahi aşk vecdine düşmüş hali ile ev ev kapı kapı dolaşarak kürdistanın mahrum ve mazlum coğrafyasının taşı toprağını bir birine katarak maşuku ve kaybettiği kur’an nizamını bulma sevdası ile yollara düşmüş Yakub’ı kenan’i a.s. misali, yaya, aç, uykusuz, yorgun ve çoğu zaman bitkin hali ile mübarek ve bereketli ömrünü kur’an davasına vakf edip kendisi gibi kur’an aşıkları ve fedailerinden müteşekkil bir Hizbullahi cemaat teşkil edip kurdu. Bu yapı ve oluşum ile ehli imana ümit ve güven, İslam düşmanlarının kalbine de yok oluş ve imha tehdidini saldı. Bu büyük gayret ve çaba nihayetinde de arş sahibinin teveccüh ve iltifatını hak kazanma ödülü olan Şahadet şerbetini içirme ile ödüllendirildi.

Ey aziz rehberim ! kur’an mektebinde ilahi aşkla yetiştirdiğin on binlerce dilaverler adına Cennet’ı alada cemalullah’ı temaşa ile müşerref olan nezih ruhuna şu arzuhali arz etmek isterim ! Kemalist rejimin satılmış çakalları etrafını sarıp yıllardan beri kur’an’a doğrulttukları namlularına, bu sefer mübarek göğsün hedef seçilince, hain kurşun ve şerabnel parçaları sana ulaşmadan evvel keşke, canından daha sevdiğin benim gibi binlerce sı önünde tek tek can verip yere düşerek parçalandıktan sonra O aziz bedenine ulaşa bilseydi. Hepsinden daha acısı Nebiyyı zişanın HZ.Hamzanın cenazesi başında durarak “ Hamzaya ağlayin” deyip saatlerce ağladığı gibi ağlayamadık dürt duvar mahzenlerde boynu bükük yetimlerin birbirlerin boynuna sarılıp hıçkırıklarımızı saklayarak ancak ağlayabildik . senin cenazen başında “Hüseyin’e, Selahaddin’e, Sabahaddin’e ağlayın” deyip aşıkların topuca ağlayamadılar hicret diyarlarında uzaklarda Yakub’ı kenani misali hüzün ve bessimizi Rabbimize arz edip yalnız ve tek başımıza hazin hazin ağladık. Hüseyn’ı karbela misali mazlumane kanlar içinde yatan bedenin güzlerimizin önünde gitmez ve hayalimiziden çıkmaz oldu ey aziz şehid Rehberim.ve son olarak arz edeyim ki ! kainatı kudret elinde tutan zatı zulcelale kasem olsun ki senden sonra kalan kur’an sevdalıları varislerin, mübarek kanına ahdu peyman sözü ile yemin içip sözleşmişiz ki bir tek ferdimiz yeryüzünde var olana dek uğruna kanını kurban ettiğin kur’an davasını yaşayıp yaşatacağız. Mübarek ruhun cennet’i alada cemalulullah ile şad olsun…

Müslüman kardeşlerim ! istirham ile sizlere arz edeceğim iki teklifime iyi kulak veriniz Allah aşkına : Evvelen : Hak batıl mücadelesindeki saffın olan hakta ki kardeşlerini iyi tanı evinde rahat rahat oturup İslam ve kur’an düşmanı gazete ve televizyon ve hatta süz de islam’i fakat hakikati halde İslam düşmanı olan Kemalist rejim tarafından kiralanmış dil ve kalemleriyle bazı gazete ve televizyon manşetlerine yansıyan İslam düşmanlarının Müslüman kardeşlerinin hakkındaki “terör, vahşet,dehşet,hizbi kon tır,ergene kon mensubu vb. gibi mesnetsiz karalama,yalan ve iftiralarına kulak asacak kadar saf olmayı bırak artık. Ve kur’an düşmanlarının ortaya attığı bu gibi iftiralara kayıtsız ve lakayt kalıp düşmanın dilinden kardeşini tanıma aptallığına da artık son ver ererek sorumluluk idraki içinde, kardeşlerin ve “kürdistanın topraklarının her karışını ve Beykoz kerbelasinden sonra önder Selahaddin r.a.’in ikinci kerbelası olan Tekir yaylası da eklenerek kanlarıyla sulayıp kur’an gülistanına dönüştürdüğü” kua’an bülbüllerini kendi yaşam ve dilinden tanıma vakti daha gelmedi mı ? Saniyen: vazife başında bulunup kur’an davasına sahip çıkan kardeşini yalnız ve sahipsiz bırakmama zamanı artık gelmedi mi ? yüz yirmi dürt bin Peygamberlerin mabedi ve kible gahi ve eşref’ı mahlukat Muhammed Mustafa’nin kabı kavseyne davetli olarak semaya yücelirken seması O, zata manevi asansörlük mekanı ile müşerref olan, Cibrilı eminin a.s. vehy trafiği ile şad olan yine o sema bu gün Siyonist baykuşlarının konup uçuşması ile mateme bürünüp sakinleri ile beraber yasta olduğunu daha ne zaman idrak edip yaslarına iştirak edeceksin? Yetim lirinin başına el sürüp, gece gündüz dinmek bilmeyen güz yaşını ne zaman kurutup sileceksin ? ve bu kederli kardeşlerinin kederi ve hüznü nasıl ve ne zaman sona ereceğini hiç tefekkür edip düşündün mü ? ! Ne zaman ki onlarla beraber yas tutup güz yaşı düktün ise işte o zaman Kudüs azad olup işgalcisi de tükürüğünüzde boğulmuş olacak. Müslümanlar !Allah aşkına Müslüman kardeşinin kafirler tarafından öldürmesine parçalanmasına seyirci kalmak, kardeşliğin neresinde vardır ??? Azrail a.s.kapımızı çalıp uyandırmadan lütfen bu gafletten uyanalım…Ya Rebbi ve ya ilehi bu gün dünyanın her tarafında dökülen Müslüman ve mazlumların kanını, uyanışlarına, vahdet, birlik, beraberlik, ve yek vücut olmalarına, küfür ve zulmün de yerle bir olup yok oluşlarına vesile kıl amin… vesselamu aleyküm ve rehmetullahi ve berekatuhu.

SELAHADDİN

Diger Basliklar
   İFTAR SOFRALARIMIZ GÖSTERİŞTEN UZAK OLMALIDIR.
   KIYAMA ÖNDERLİK EDENLER / HATİCE
   ADINA KÜRTAJ DİYORLAR! / HATİCE
   "VAY BE... KOMUTAN BANA VERECEK!" / HATİCE
   İKİSİ BİR ARADA OLMAZ! / HATİCE
   MUSTAZAF-DER KAPATILDI / HATİCE
   BAŞÖRTÜSÜ SORUNU / HATİCE
   HİZBULLAH NUH'UN NECAT GEMİSİDİR /A.ENES
   ALLAH SEVGİSİ MUHAMMED-İ YOLDA ARANMALI / A. ENES
   MEYDANLAR AŞK İLE COŞTU / HATİCE
   DÜŞÜNCEYLE YAŞAMA / HATİP İBRAHİMOĞLU
   ÇADIRLARIN ZAFERİ / ORHAN YAPICI
   İNSANLIK ÖNDERİNİN GÜZEL AHLAKI / HATİP İBRAHİMOĞLU
   BUNUN İÇİN MÜNECCİM OLMAK GEREKMEZ / ORHAN YAPICI
   MÜSLÜMAN ÜLKEMDE KUR'AN YOKLUĞUNDAN HATİM İNDİREMİYORDUK!
   SUSA KATLİAMININ 19. YIL DÖNÜMÜNÜN ANISINA
   POLİS DEVLETİ "İN" ASKER DEVLETİ "OUT" MU OLDU? / ORHAN YAPICI
   İKİ ARA DA BİR DEREDE YOL TUTMUŞ GİBİ / ORHAN YAPICI
   SORULAR; SADECE GERÇEKLE YÜZLEŞMEK İÇİN SORULAR / ORHAN YAPICI
   MAĞRUR BATININ ÇIKAR AMAÇLI HİMAYESİ OLMAZSA! / ABDULLAH ENES
   İŞÇİ - SÖMÜRÜ - ADALET / İSLAM HANİFOĞLU
   DÜŞMANLIĞINIZ MERTLİKLE OLSA BARİİ... / ORHAN YAPICI
   BU YOLLAR DAHA ÇOOK UZUN VE ÇOK MEŞAKKATLİ! / ABDULLAH ENES
   BDP/PKK'Yİ ANLAMIŞ DEĞİLİM NEDEN Mİ? / ORHAN YAPICI
   XADIM-EL HAREMEYN? YOKSA XAİN-EL HAREMEYN Mİ? / ORHAN YAPICI
   BURANIN YABANCISI MISINIZ? / ORHAN YAPICI
   BİR FIRSATTA KENDİMİZE VERELİM! / ORHAN YAPICI
   NE SEVGİSİZ BİR İNANÇ NE İNAÇSIZ BİR SEVGİ / ABDULLAH ENES
   NELER OLUYOR ? BEN NE YAPABİLİRİM ? / ORHAN YAPICI
   PUSUDA OLAN HİLEBAZ ÇAKALLARIN KATLİAMLARI /ABDULLAH ENES
   UYKU / HATİP İBRAHİMOĞLU
   KAVİMLERİN HELAK SEBEPLERİ / HATİP İBRAHİMOĞLU
   KERBELADAN BEYKOZ'A HZ. HÜSEYİN(R.A) VE MİSYONU -9 /İSLAM HANİFOĞLU
   LAİK FURYANIN TEK TARAFLI İMHA SAVAŞLARI -5/ ABDULLAH ENES
   SİZ AZİZLERİN ZALİMLERE GÖRE FİRARİ MAZLUMLARA GÖRE HİCRETİ
   PASAPORTUNU TAŞIMAKTAN UTANDIĞIM ÜLKE! / GURBETÇİ
   ANLATACAĞIM SANA / HATİP İBRAHİMOĞLU
   İNSALIĞIN İÇİNE GİRDİĞİ KARANLIKLAR / HATİP İBRAHİMOĞLU
   SELAM SİZE EY AZİZLER / HİCRETLİ MUHACİR
   İSLAM VE İNSANLIK / HATİP İBRAHİMOĞLU
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git