Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Gözleri horluktan asagi düsmüs bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasaglam iken de secdeye davet ediliyorlardi (fakat yine secde etmiyorlardi). Kalem/43

Bir Hadis:
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü’min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir. (Tirmizi, İman 12)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

ŞEHADETİNİN 18. Y...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 23- UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER » UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -1
UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -1

Allah'ın adıyla!

UTSAM adlı kuruluş; Hizbullah Cemaati, mensupları ve faaliyetleriyle ilgili olarak geniş bir çalışma yapmış, bu çalışmayı kitap haline getirmiş ve Hizbullah Cemaati üzerinden İslami faaliyetlere yönelik devlet eliyle yapılacak mücadeleye akademik destek sunmuştur.

UTSAM adlı kuruluşun, Hizbullah cemaatinin faaliyetlerini engelleme amaçlı bu çalışmasında; terörizm ve terörizmle mücadelede profil çalışmalarının etkisi üzerinde genel olarak durulmuş, Hizbullah Cemaatinin tarihi ve ideolojik altyapısını incelemiş, Cemaat üyelerinin özgeçmiş belgelerini ele almış ve silahlı kanadın profilini ortaya koymaya çalışmıştır.

Bu kitap ‘Polis Akademisi Başkanlığı, Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM)’ tarafından Doç. D
r. Süleyman Özeren, Yrd. Doç. Dr. Alper Sözer ve Dr. Süleyman Demirci isimli şahıslarca ‘Terör Örgütlerinde Militan Kimlik Profili: Türkiye’de Hizbullah Örneği’ başlığı altında hazırlatılmıştır.

Biz de bu kitabın ilgili bölümlerini ele alıp değerlendirmeye çalışacağız.

UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER –1

UTSAM adlı kuruluş Hizbullah cemaatinin faaliyetlerini engelleme amaçlı bir çalışma yapmıştır. Hazırlanan raporda ilk olarak terörizm ve terörizmle mücadelede profil çalışmalarının etkisi üzerine genel olarak durmuş, sonrasında cemaatin tarihi ve ideolojik altyapısını incelemiş, son olarak da cemaat üyelerinin cemaat merkezine yazdıkları özgeçmiş belgelerini masaya yatırmış, böylelikle silahlı kanadın profilini ortaya koymaya çalışmıştır. Raporda Hizbullah’a yönelik menfi ve düşmanca bir dil kullanılmakla birlikte eksik ve taraflı da olsa bazı tespitlere yer verilmektedir. ‘Huz ma safa da’ ma keder’ kaidesince iyi olanı alacağız, kötü olanı bırakacağız.

İstihbarat T. C. nin ali çıkarlarını gözettiğinden sübjektif değerlendirmelerde bulunmuş, kavramları çarpıtma yoluna gitmiştir. Dolayısıyla bazı paragraflar tarafımızdan olduğu gibi alındıktan sonra hemen altına İslami ve cemaatsel açıdan gerçekler ortaya konulmuştur.

Rapora göre silahlı kanadın cemaate katılım yaşı, eğitim durumu, iş durumu, cemaate katılmadan önceki dindarlık durumu gibi parametrelerinin ışığında “bölge insanının İslami hassasiyetinin yüksek olmasına rağmen dini bilgisinin düşük olmasının” cemaat için, eleman kazanmaya elverişli bir ortamın oluşmasına neden olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, özellikle 90’lı yıllarda “PKK’nin sebep olduğu mahrumiyetlerin” de cemaatin silahlı kanadına eleman temininde etkili olabileceği değerlendirilmiştir. 17değişik kurumun katılımıyla yapılan odak grup çalışması, cemaatle mücadelede bulunmuş güvenlik görevlileri, cezaevi çalışanları ve birçok bilim adamıyla yapılan mülakatlar olmak üzere üç kaynak kullanılmıştır. Buna göre “silahlı kanat profiline bakıldığında, genç, çoğu işsiz, yarıdan fazlası lise mezunu, dini bilgisi eksik ve dindar olmayan erkeklerden” oluşan bir profille karşılaşılmaktadır. Dini hassasiyetleri yüksek olmasına karşın, dini bilgileri yetersiz ve dini bilinçleri düşük olan bu profilin, “bölgedeki formel mekanizmaların boş bıraktığı alanın genişliğinden de faydalanarak, cemaat tarafından manipüle edilmiş dini öğreti ve PKK karşısındaki mağduriyetlerin kullanılmasıyla cemaatin eylemler yapan silahlı kanadına kazandırıldıkları sonucuna ulaşılmıştır.” Şeklinde iddia edilmektedir.

Rapor genelde örgütlerin özelde cemaatin eleman kazanma sürecinde iki önemli aşamayı dile getirmektedir. Buna göre, birinci aşamada örgütler, sosyal metotlar olarak sınıflandırılan, arkadaşlık, hemşerilik, akraba ilişkisi, sosyal ve kültürel faaliyetler, etnik köken ve din istismarı gibi yollarla bireylerle irtibata geçmektedir. Bir bireyin, başka bir bireye olan bağı ve sosyal ilişkiler ağı, o bireyin örgüte katılmasında yaşamsal bir öneme sahiptir.

İkinci aşama olan psikolojik metotlar ise grup dinamiği ve güdüleme faaliyetlerini içermektedir. Sosyal metotlar örgüt ile birey arasında iletişim ve etkileşimin platformunu oluştururken, psikolojik metotlar ise bireyin zihin dünyasını bir anlamda sıfırlama ve yeniden yükleme sürecidir. Grup dinamiği içinde güdüleme yoluyla birey örgüt ideolojisini içselleştirmektedir. Diğer bir deyişle psikolojik metotlar yoluyla bireyde militan kimlik oluşturulmaktadır. Bu aşamadan sonra bireyin algı dünyası, olaylara bakış açısı, iyi ya da kötü tanımlamaları ve diğer yaşama dair perspektifi, örgütün değer yargıları ve ideolojik tanımlamasına göre gerçekleşmektedir. Grup dinamiğinin, bireyin kimliğini ve kişiliğini tamamen kapladığı noktada birey artık grubun tam kontrolü altına girmiş olmaktadır.

Çalıştayın amacı örgütlerde profil tekniği yöntemi ile suç analizi yaparak kişiye ait kişilik ve davranış özelliklerini tespit etmektir. Örgütsel profil çalışmalarında; örgütün iletişim yapısı, yönetim ve kontrol hiyerarşisi, planlı eylemler için örgütün zaman tanımı, örgütün eleman kazanma metotlarında kullandığı temel argümanlar, örgütün eleman kazanma faaliyetlerinde hedef kitle, hedef kitlenin sosyo-ekonomik ve psikolojik dinamikleri ve örgüt elemanlarının örgüte katılım nedenleri gibi konular incelenmektedir.

Türkiye’de Hizbullah Örneği

Bu kitap ‘Polis Akademisi Başkanlığı, Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi-UTSAM’ tarafından Doç. Dr. Süleyman Özeren, 1 Yrd. Doç. Dr. Alper Sözer ve Dr. Süleyman Demirci isimli şahıslarca ‘Terör Örgütlerinde Militan Kimlik Profili: Türkiye’de Hizbullah Örneği’ başlığı altında hazırlatılmıştır. Kitap ve raporlarda geçen ‘terör, terörist, terör örgütü, ‘ gibi negatif ifadeler ilgili şahıs ve birimlerce propaganda, gözden düşürme, hakaret etme amacıyla kullanıldığından tarafımızdan yer yer değiştirilmiş ya da çıkarılmışlardır. Ancak davet, tebliğ yerine kullanılan ‘propaganda, din istismarı, güdüleme, radikal, eklektik düşünce, manipülasyon’ gibi kavramlara metnin bütünlüğünü bozmama adına dokunulmamıştır. Raporlardaki sübjektif değerlendirmelere ve mesnetsiz iddialara cevap mahiyetinde ‘Hizbullah Ana Davası Savunmalar’ kitabından geniş alıntılar yapılmıştır. Bir karışıklığa mahal vermemek için ‘Hizbullah Ana Davası Savunmalar’ kitabından alıntıları ve değerlendirmelerimizi siyah kalın yazıyla, istihbarat raporlarını ise italik yazıyla verdik.

Türkiye’deki İslami düşüncelere meyilli kesimler üzerinde, düşünce planında Mısır ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütü, pratiğe geçirilmiş bir model olarak da en çok İran devrimi bu devrimin fikir zeminini hazırlayanlar etkili olmuştur.

Örnek Aldığımız Şahsiyetler ve Hareketler

Genelde hakkımızda yapılan resmi ya da gayri resmi değerlendirmelerde fikri anlamda İhvan–ı Müslimin ve İran İslam Devriminden etkilendiğimiz ve beslendiğimiz iddia edilir. Bu iddia, bir yönüyle doğru olsa da, son derece eksik ve yetersiz bir değerlendirmedir.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Hizbullah Cemaati özgün bir cemaattir. Hiçbir İslami hareketin devamı, uzantısı ya da taklitçisi değildir. Gerek günümüzde gerekse önceki dönemlerde ortaya çıkmış, mücadele vermiş tüm İslami hareketler ve yine çeşitli dönemlerde yaşamış, kıymetli eserler vermiş olan İslam büyükleri konusunda hiç kimseye nasip olmayacak derecede muazzam bir kültürel ve tecrübî mirasımız vardır. Bu muazzam mirastan günümüzde uygulanmasında fayda gördüğümüz, İslam’ın temel esaslarına ve naslarına aykırı düşmeyen her şeyi sahibine bakmaksızın alır, inceler ve herhangi bir taassuba kapılmadan da uygularız.

Hizbullah Cemaati, çok uzaklara gitmeden, evvela kendi toprakları üzerinde mücadele vermiş olan iki Said’i örnek almış ve kendilerinden çokça istifade etmiştir. Bu iki Sait’ten biri; 47 arkadaşıyla Diyarbakır Ulu Camii önünde darağacında asılarak şehit edilen Şehit Şeyh Said Hazretleridir. Bütün mücadelesinin Şeriat–i Muhammedi için olduğunu şehit edilmeden birkaç dakika önce son sözü olarak şöyle ifade etmiştir:

“Ölümüm din ve İslam içinse, idam sehpalarından perva etmem. “

… Şeyh Said bizim için bir mücadele ve direniş örneğidir. Haksızlık ve zulme başkaldırının sembolüdür. Geri dönüşün zillet olduğunu, bizlere canı pahasına öğreten ihtiyar bir yiğittir. Mağlubiyetin emareleri belirdiği sıralarda verdiği bir Cuma hutbesinde;

“Allah için, halkımızı zulümden kurtarmak üzere ayağa kalktık. Niyetimizin sonunu getiremedik, iyi sonuç alamadık. Ama Allah nezdinde müsterihim. Eğer kıyamet günü Allah–u Teâlâ bana; ‘Niye kıyam ettin?’ diye sorarsa, O’na; ‘Sorumluluğum vardı, halkıma karşı sorumluluğumu yerine getirmek için kıyam ettim’ diyeceğim. Eğer zulüm karşısında kıyam etmeseydim, Allah nezdinde bu halkın hakkı nedeniyle sorumlu olurdum. (…) Biz kaybettik ve zafere ulaşamadık. Fakat bu, haksız olduğumuz anlamına gelmez. Şimdilik başaramadık, ama mazlum ve haklıydık” şeklinde tarihe not düşecek bir beyanda bulunan, güçsüzlüğü yerinde oturmanın mazereti olarak görmeyen, mağlubiyeti haksız oluşuna mesnet kılmayan kahraman bir mücahittir. Meseleye bu bilinçle yaklaştığımızda mücadelesinin ayrıntılarını bilmenin çok da bir önemi kalmıyor aslında. O, gelecek nesillere öğretmek istediğini öğretti, vermek isteği mesajı verdi, ruhu şad olsun.

İkinci Said ise, zamanın Bedii Üstat Said Nursi Hazretleridir. Uzun ve çileli yaşamı boyunca İslam’ı müdafaa etmekten bir an bile geri durmamıştır. Vasat ve mutedil bir çizgiyi benimseyen Üstat, iman hakikatlerini izah ve ispat yolunda hayatının neredeyse tamamını sürgünlerde ve zindanlarda geçirmiş, bin bir çeşit çile ve eziyete maruz bırakılmış ve tüm bunlara rağmen hiçbir yılgınlık, bitkinlik, yorgunluk göstermemiştir. Acı bir gerçektir ki, yaşarken rahat yüzü görmeyen Üstat Bediüzzaman Said–i Nursi Hazretleri, vefat ettikten ve defnedildikten sonra da laikçi Kemalist rejim tarafından rahat bırakılmadı. Şanlıurfa’da defnedildiği kabirden çıkarılarak bilinmeyen bir yere nakledildi. Bu bilinmeyen yer hakkında bu güne kadar da hiçbir resmi açıklama yapılmadı. Laikçi zihniyetin zalim yöneticileri, alınlarındaki bu kapkara utanç lekesiyle bu güne kadar geldiler. Cenab–ı Allah; Üstad’a bu zulmü reva gören, na’şından korkup yerini değiştiren, dirisine her türlü zulmü reva gördükleri yetmezmiş gibi, mübarek na’şına da zulmedenlere tövbeyi nasip etmesin.

Hizbullah Cemaati bir İslam dâhisi, yüzyılın müceddidi, zamanın bedii olan Said–i Nursi Hazretlerinden çokça istifade etmiş ve edecektir. Üstad’ın çileli hayatının meyvesi olan Risale–i Nur Külliyatı, Hizbullah Cemaati için paha biçilmez bir eser niteliğindedir. Fikri anlamda beslendiğimiz bir şeyler aranıyorsa, Risalelerin ilk sırada yer aldığını söyleyebiliriz.

Bunlar dışında Hizbullah Cemaati, gerek çağdaşımız olan ve gerekse bizden önce mücadele etmiş olan tüm İslami hareketleri mercek altına almış, incelemiş, tatbiki mümkün ve faydalı olan yönlerini almıştır. Mısır’da İhvan–ı Müslimin, İran’da İslam İnkılabı öncesinde ortaya konan mücadele yöntemleri, Pakistan’ın kuruluşunda büyük emekleri geçen Ebu’l Ala El–Mevdudi ve Muhammed İkbal gibi kendi ülkelerinde İslam’ı hâkim kılmayı ve evrensel İslam adaletini yaymayı hedefleyen bütün mücadele sahibi Müslüman önder ve âlimlerin mücadeleleri, Cemaat için esin kaynağı olmuştur. Bunların mücadele yöntemleri, İslam’ı yorumlama tarzları ve zamanın meselelerine getirdikleri çözümler incelenmiş lüzumlu görülen tüm yönleri, zaman ve zemin gözetilerek örnek alınmıştır.
(Savunmalar)

İran devriminin de tesiriyle belli bir ivme kazanan İslami hareketler, yapısı itibariyle muhafazakâr bir özellik taşıyan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni daha fazla etkilemiştir. 1980’li yılların başlarında Diyarbakır’da, Abdulvahap Ekinci’ye ait Vahdet kitapevi etrafında bir araya gelen Hüseyin Velioğlu ve Fidan Güngör, Hizbullah örgütünün temelini burada atmışlardır. Daha sonra fikir ayrılıkları sebebiyle ayrılan gruplardan; Fidan Güngör’e bağlı grup Menzil grubu, Hüseyin Velioğlu’na ait grup İlim grubu olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

Hizbullah Cemaati istihbarat raporlarında ve mahkeme tutanaklarında kuruluşuyla ilgili tekrarlanan yanlışı ‘Savunmalar’ kitabında tashih etmiştir.

Hizbullah davalarının iddia, mütalaa ve gerekçeli kararlarına yansıyan ifadelerin tümü, masa başında, ezbere bilgilerle hazırlanan yalan ve yanlışlarla dolu metinlerdir. Cafcaflı kelimeler ve büyük laflarla hazırlanan, ancak içerik açısından çok sığ, bakış açısı dar, ideolojik arka plana dayalı bu metinler, olduğu gibi her dosyanın iddianame ve gerekçeli kararlarına kopyalanıp yapıştırılmıştır. Bu iddiaya birkaç yanlışlık ve çelişki demiyorum, bilakis baştan sona yanlış ve yalandır diyorum. Bunun yalan ve yanlış olduğu, çok küçük bir araştırmayla bile ortaya çıkacak kadar belirgin iken, Hizbullah davalarına bakan savcı ve hâkimler ile sözüm ona bazı terör uzmanı ve stratejistler aynı kaynağa dayanıp yanlışı devam ettiriyorlar. Hatta TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu da bu bilgileri aynen kendi raporlarına ekleyerek yanlışlıklar silsilesine katkıda bulunmuşlardır. Mademki hiçbir araştırma yapılmadan aynı yanlışa devam ediliyor, o halde biz bu iddianın yanlışlığını, mantıksızlığını, olanaksızlığını akıl sahiplerine göstermek ve araştırmacı ruha sahip olanların kafalarına soru işareti takarak gerçeği araştırmaya sevk etmek için yukarıdaki iddiayı irdeleyelim.

Şöyle ki;

– İlim ve Menzil Kitapevlerinin Abdulvahap Ekinci’ye ait Vahdet Kitapevinden koptuğu söyleniyor. Bu iddiayı ortaya atanlar, zahmet edip de kitapevlerinin kurulduğu yıllara bakmış olsalardı, kendi yalanlarına kendileri de güleceklerdi. Çünkü Vahdet Kitapevi 1986’da kurulmuş. İlim Kitapevi 1982’de, Menzil Kitapevi ise 1980 öncesinde açılmıştır.

Bunun ispatı gayet kolaydır. Eğer Maliye’nin kayıtlarına girilip vergi tarihleri incelenirse, bu durum net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla arada dört yıllık bir kuruluş önceliği bulunan bir kitapevinin, dört yıl sonrasında açılmış olan bir kitapevi çevresinden kopma sonucuna bağlanamayacağı açıktır.

– Kitapevleri çevresinde toparlanmanın olduğu iddia edilen tarihlerde, Rehberimiz Hüseyin Velioğlu 30 yaşlarında, Abdulvahap Ekinci ise 18–19 yaşlarında bulunmakta idi. 28 yaşlarındaki bir insanın, daha lise çağlarında bulunan bir gence tabi olup ondan etkilenmesi, aklen sakat bir iddiadır.

– Yukarıda gerekçeli kararlara yansıyan Abdulvahap Ekinci ve Vahdet Kitapeviyle ilgili iddialar, bizzat Abdulvahap Ekinci tarafından da 20. 05. 2009 tarihinde “Newsweek Türkiye” adlı dergiye verdiği demeçte yalanlanmıştır.

Bu kadar açık olan bir konuda dahi ezber bilgilerle hareket edilmesi ve bu ezberlerin kesin bilgiler gibi değiştirilmeden, olduğu gibi kopyalanıp başka başka iddianame, mütalaa ve gerekçeli kararlara yapıştırılması, hakkımızda verilen hiçbir kararın kesin bilgiye dayalı olmadığını ve bize karşı önyargılarla hareket edildiğini ispatlamaktadır.
(Savunmalar)

Şehit Rehber Hüseyin Velioğlu liderliğindeki Hizbullah Cemaati, İran İslam İnkılabını ve İmam Humeyni’yi; “takip edilecek stratejide bir model” olarak benimsemesine rağmen, fikri temelde büyük ölçüde Mısır’daki Müslüman Kardeşler teşkilatından etkilenmiştir.

Allah’a emanet olun.

MUSTAFA AY
 

Diger Basliklar
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -8
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -7
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -6
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -5
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -4
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -3
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -2
   UTSAM RAPORU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER -1
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git