Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah O'dur ki, rüzgârlari gönderir, bunlar da bulutu kaldirir. Derken, Allah onu gökte diledigi gibi yayar ve parça parça eder nihayet arasindan yagmurun çiktigini görürsün. Allah diledigi kullarina yagmuru nasip edince, onlar seviniverirler. Rum/48

Bir Hadis:
Bir adamın hayra sarfettiği paranın en efdali, iyaline infak ettiği para ile, Allah yolunda kullanacağı atı için verdiği ve bir de Allah rızası için (mücahid) arkadaşlarına sarfettiği paradır.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

VELİOĞLU/ÖCALAN VE BİR BENZETME ARA TAKSİMİ. (ALINTI MAKALE)





    İnsanın
ne kadar efendisi olursa insan o kadar kez daha fazla mutsuz olur.

La Boêtie

    Bu yazıda size Kürdlerin boynuna takılmış madalyonun iki
yüzünden kesitler vereceğiz ve bir karşılaştırma yapacağız.

Amaralı Abdullah’ın bir tarihte M.Ali Birand ile yaptığı bir röportajda
Ankara’ya ilk gidişini ve Ulus meydanında M.Kemal heykeline nasıl hayranlıkla
baktığını “derin derin” anlatır. Ama aynı Abdullah aslında kâğıt üzerinde
Kemalizm düşmanıdır. Peki bu Kemal düşmanı nasıl olurda Ulus heykeline hayranlık
duyar?



Yıllardır yazılan ve Türk-medya manşetlerinden düşmeyen Abdullah’ı ilk
yakalandığı zamanki görüntüleri onu en iyi anlatan görüntülerdir. Uçakta bir
buçuk saatlik bir kayıt olduğunu herkes biliyor ama nedense bir kaç dakikalık
bir görüntü satılmıştır piyasaya. Gerisi hala el altında tutulmaktadır.



Sınırı aşıp Arap ellerine konaklayınca da Saddam ile Esad’a hayranlığını
gizlememiştir.



Saddam ile dostluğu bildiklerimizden daha derindir. Bir kaç kamp ve pek çok
silah hediye aldığını biliyoruz. Mahmur kampı hala yerinde duruyor. İmralı’da
Av-Gör sırasında Saddam’ın yakalanması ile ilgili yorumunda „Mektup yazdım ama
beni dinlemedi, dinleseydi başına bunlar gelmezdi“ dediğini de hatırlıyoruz.



Elinde silah, başında fötr şapka ile otuz iki dişi görünen Saddam’ın
televizyondaki görüntülerini hatırlayın. Alanda yırtınan kalabalık:



„Bi dem

Bi rih

Niweyk ya Saddam!“



Diye bağırdıkça mutlu oluyordu.



Suriye’nin Hafız Esad’ı ise konulan adıyla baştan aşağıya „korsan“ dır.
Vatandaşın yarısı El-Muhabharat’ın adamlarıdır. Bütün geçim kaynağı da
Ortadoğu’nun gayrı-meşru ilişkilerindendir.



Her yere heykel diken, her yere poster asan Esad da meydanda:



„Bi dem

Bi rih

Niweyk ya Esad!“



Diye bağırtırdı.



İkisinin de başında Kürd belası varken Öcalan ile dostluklarının altında neler
yatardı acaba? Sorulduğu zaman cevap hazırdı. „faydalanıyoruz heval.“ Aynı
Abdullah’ın „Düşünün MİT’e bir Kürd partisi kurdurmuşum. Onlar beni
kullanacağına ben onları kullanmışım.“ dediğini biliyoruz.



Böylece ne kadar akıllı ve ne kadar dehşetengiz bir kişilik olduğunu
anlatmıştır. Aynı Öcalan, tıpkı Saddam ve Esad gibi meydandaki kalabalığın
kendisini şak şak alkışlamasından zevk alırdı.



„Bi xwîn

Bi can

Bi te re ne ey Serok!“



Aslında Öcalan’ın ne kendi iradesi olabilmiştir ve ne de kendine özgünlüğü. Hep
başkasının kötü bir kopyası, hep bir başkasının kötü bir taklitçisi olmuştur.
Bir gün söylediğinin üç gün sonra başka bir şeye dönüştüğünü rahatlıkla
görebiliriz.



Geçenlerde Öcalan’a hitaben Taraf Gazetesi imzasıyla eski iki polis muhabiri bir
yazı yazdılar. Yazıda Öcalan Hasan Sabbah’a, Kandil de Alamut Kalesine
benzetilmişti. Yazı Hasan Sabbah ve Alamut’u tam bir Yeşilçam filmi gibi
karikatürize edildiğini söyleyeyim.



Doğrusu ilk bakışta benzerlik sanılır ama incelendiğinde durumun pek de öyle
olmadığını anlarız. Epey uzun süre onun yakından kalmış/ tanmış olan bu
satırların yazarı olarak şu farkları koyabilirim.



Hasan Sabbah bir matematikçi, ekonomist, kendi ideallerinin adamıydı. Fedaileri
haksız yere bir karınca bile incitmedi. Hançeri hedefini bulan biriydi.
Kuralları çiğnedi diye iki oğlunun canını aldı. Hasan Sabbah hep adaletle ve
kuralla anılır. Bu yönleriyle Öcalan ile karşılaştırmak mümkün değil.



Öcalan yakalandığı zaman ilk söylediklerinden biri „keşke bir Türk şehrinde
doğsaydım.“ olmuştur. Bundan kendi kimliğiyle ve kişiliğiyle sorunu olduğunu
anlıyoruz. Anam otoriter, babam pısırık gibi söylemlerle küçük yaşalardan
itibaren birilerinden intikam alma veya birilerine kendini ispatlama çabası
vardır.



Madalyonun iki yüzünü anlatırken Velioğlu ile onu kıyaslamak doğru değil.
Kıyaslamak yerine farklarını söylemek daha iyi olur. Ama adaletin terazisine
vurduğumuzda Velioğlu’nun çok daha net ve saf davasının adamı olduğunu anlarız.




Evlendi.



Hiç bir üyesine de evliliği yasaklamadı.



Yedi çocuk sahibi oldu. Baba duygusu taşıyacak ve bir aile sahibi olacak kadar
hayatı ve insanı sevdi. Ben aile sorumluluğu duymanın bir ülkeyi kurtarmanın
temel nişanesi olarak görürüm. Onun sertliğini ve Hızbullah’ın katılığını başka
yerlerde aramak gerekir.



Günlük hayatı en sıradan bir Hızbullah üyesinin aynıydı. Kendine, çevresine ve
akrabalarına imkan ve olanak yaratmadı.



Lüksü sevmez ve lüksü yapanları affetmezdi. Genellikle insanları bu israftan
uzak tutmak isterdi. Kürdçe diline hakimdi ve bundan başka Türkçe kadar Farsça
bilirdi. Arapça’yı gramer olarak bilirdi.



Biz Türk kardeşlerimize –eğer isterlerse- yardım ederiz ama içimize onları
almayız, anlayışındaydı. Kısaca hiç kimsenin kopyası veya taklitçisi olmadı



Bu ara geçişten sonra da MADALYONUN İKİNCİ YÜZÜ

HEBİZBİNLİ HÜSEYİN VELİOĞLU geçeceğiz. Siz şu anda bu ara taksimi de rahatça bir
okuyun.



Selam ve devamla Şükrü Gülmüş / Nasname sitesinten Alıntıdır.

 

Diger Basliklar
   DİKTATÖR ARAP REJİMLERİ / (ÇEVİRİ)
   ALMANYA'DAKİ 8 CİNAYET!
   RESİMLERLE BERLİN KUDÜS GÜNÜ YÜRÜYÜŞÜ
   BAŞBAĞLAR KATLİYAMI İÇİN TAZİYE / HACI SALİM YAŞASIN
   İSLAM DAVASI ŞEHİTLERİ: SEYYİT MUHAMMED BEHEŞTİ / M. CELAL MÜCAHİD
   SUSA CAMİİ ŞEHİTLERİNİ HASRET VE MİNNETLE ANIYORUZ / HACI SALİM YAŞASIN
   İRAN'I KUŞATAN OLAYLAR / M. EMİN ÇELİK
   İSLAM DAVASI ŞEHİTLERİ: DR. MUSTAFA ÇAMRAN / M. CELAL MÜCAHİD
   TAHRAN'DAN SEÇİMİN NABZI -2- / M. EMİN ÇELİK
   TAHRAN'DAN SEÇİMİN NABZI / MEHMET EMİN ÇELİK
   HANGİ MİLLETLERİN TEŞKİLATI? / SÜLEYMAN GÜNEŞ (ÇEVİRİ)
   MEZHEP VE HADİS İMAMLARI : İMAM ZEYD (H.80−122, M.699−740) / HC. AHMET ÇELİK
   İSLAM DAVASI ŞEHİTLERİ: ŞEHİD ABDÜLAZİZ RANTİSİ / M. CELAL MÜCAHİD
   KÜRD ULUSAL KONFERANSI VE MÜSLÜMAN KÜRD HALKIMIZI BEKLEYEN MÜSTAKBEL TEHLİKELER
   HİZBULLAH / YAVUZ DELAL (ALINTI MAKALE)
   HALEPÇE ÖLÜM SESSİZLİĞİNDE / SÜLEYMAN GÜNEŞ (ÇEVİRİ)
   SİYONİST TOPLUMUN İDEOLOJİSİ / SÜLEYMAN GÜNEŞ (ÇEVİRİ)
   ARAP REJİMLERİNİN YÖNETİCİLERİ GAZZE’DEN DERS ALDILAR MI? / AHMET DAĞCI (ÇEVİRİ)
   MEŞAL VE HAMANEİ DÜŞMAN ÇATLATTI / ALINTI HABER
   GAZZE’Yi DÜNYAYA KiM GÖSTERECEK? / SÜLEYMAN GÜNEŞ (ÇEVİRİ)
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git