Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah'in izni olmaksizin hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanirsa, Allah onun kalbini dogruya götürür. Allah her seyi bilendir. Tegabün/11

Bir Hadis:
Biat etmeyerek ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur. Müslimin diğer bir rivayetinde; Cemaatten ayrılarak ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

RESULULLAH(S.A.V)İN EŞLERİNİN ŞAHSINDAN MÜMİNE KADINLARA EĞİTİM DERSLERİ

“(Ey Peygamber eşleri!) Evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti (sünneti) zikredin (öğrenip yaşayın)! …” (Ahzab suresi: 33/34)

Ayeti kerime, peygamber (s.a.v)’in eşlerine hitap etmekle beraber, ayetin muhatapları kuşkusuz bütün Müslüman kadınlardır. Bir önceki ayette, “Evlerinde oturmaları ve önceki cahili kadınların açılıp saçıldıkları gibi saçılmamaları” emredilmektedir. Özellikle bugünün sokak, çarşı ve pazarları birer haram bataklığına dönüşmesi sebebiyle, çok zaruri olmadıkça Müslüman kadınların evlerini ve İslami çalışma alanlarını mekân edinmeleri, çok daha büyük bir zaruret arz etmektedir.

Yaşadığımız toplumda bütün Müslümanlar için İslami eğitim, bir çile ve işkence haneye dönüşmüş bulunmaktadır. İslami eğitimi bırak, sistemin eğitim kurumlarında bile Müslüman kadınlara eğitim, büyük bir suç olarak kabul edilmekte, eğitim görmek isteyenlerle beraber ebeveynleri bile suçlu muamelesi görmektedirler. Davalar açılmakta ve yasadışı örgüt üyeliğinden kendileri için dosyalar tanzim edilmektedir. Çocuklarını okutmak istedikleri için, ağır cezalara çarpılmaları da hiç sürpriz olmayacaktır. Zira bu sistem, İslam’ın bütün değerlerine karşı düşmanlık ve savaş anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Şuana kadar İslami duyarlılıklarını pratiklerinde göstermek isteyen Müslüman kızlar, okul kapılarından içeri alınmıyor ve evlerine geri gönderiliyorlardı. Şimdi ise, ebeveynleriyle beraber mahkeme kapılarında süründürülmektedirler. Müslüman görünümünde olanlar, Müslümanlara karşı çok daha acımasız olmalıdırlar ki, sistemin gerçek sahiplerini ve efendilerini hoşnut etmiş olsunlar.

Bu bir mücadeledir! Eğer Müslümanlar, imanlarından ve İslami sorumluluklarından zerre kadar taviz vermeden İslami mücadelelerini bütün alanlara taşıyabiliyorlarsa, bir santim olsun geri durmamaları gerekir. Bu mücadelenin, beraberinde birtakım zorluklar ve sıkıntılar getireceği kesindir. Ancak bu işin sevabı da o nispette büyüktür. Hem eğitim kurumları İslami mücadele ile yüzleşecek hem de sistemin diğer kurumlarına İslami mücadele taşınacaktır. Zindanlar bile, Müslümanların oralardaki varlığıyla bereketlere gark olmuştur. Müslümanlar, dışarda elde edemedikleri eğitim imkânlarını oralarda elde etmiş oldular. Yüzlerce İslam âlimi ve mücahidi oralarda yetişti. Sistemin tağutları, Müslümanları zindanlara sokmakla, onları davalarından vazgeçireceklerini ve kendilerine boyun eğdireceklerini sanıyorlardı. Ancak kendi bağırlarında oluşturdukları imkânlarla, Musalar ve Asiyeler yetişiyordu.

Müslüman kadınlar, mevcut sistemin eğitim kurumlarında eğitim fırsatı elde edemedikleri için asla üzülmemelidirler. Rabbimiz öyle bir eğitim ortamına işaret etmektedir ki, bütün dünya küfrü ve tuğyanı bir araya gelip Müslümanlara musallat olsalar, yine de Müslüman kadınları eğitim faaliyetlerinden alıkoyamayacaklardır. Bu eğitim kurumları, kendi hane-i saadetleridir. Bir tarafta gündelik işlerini ve İslami sorumluluklarını ifa ederlerken, diğer tarafta ise aynı mekânlarında İslami eğitimlerini sürdüreceklerdir. Evlerinde okunan Kur’an ayetlerinin ve Peygamber sünnetinin tedrisatını yapmış olacaklardır. Yeter ki bacılarımız, İslami mükellefiyetlerini kavramış olup, hayır ve sevap yolunda ilerlemiş olsunlar. Bir dava ve mücadele kadını için hiçbir set ve engel, onları İslami sorumluluklarından alıkoyamaz. Bu gerçeğin iyi kavranılması lazımdır.

Nice Müslüman kadın, İslami mücadelenin birçok zor ve sıkıntılı dönemeçlerini geçmiş bulundular. Kimisi, sistemin işkencelerinden geçip, zindanların hücrelerinde Rablerine karşı kulluk vazifelerini sabırla yerine getirmeye çalıştı. Kimisi on yıllardır zindan yollarını aşındırmakta, eşlerinin ve çocuklarının hasretini çekmektedir. Kimisi de muhaceratın zorlukları içinde İslami izzetlerini yaşamaya çalışmaktadırlar. On binlerce bacımız, mücadelenin zorluklarını bir şekilde tatmış bulunmaktadırlar. Mücadelenin bu izzetli safhalarını yaşayan Müslüman bacılarımızın, konumuzun başına aldığımız ayeti kerimeyi daha iyi anlamaları, üzerinde düşünüp birer Aişe, Ümmü Seleme, Hafsa, Safiye, … olmaları için ciddi bir gayret içinde olmaları gerekir. Bu ayeti kerime ile muhatap olan bu yiğit annelerimiz, Rablerinin kendilerinden istediği sorumluluğun bilincine öyle varmışlardı ki, her birisi, İslam binasının en sağlam bir köşe taşını oluşturmuştu. Onlardan hangisi İslam binasından çekilmiş olsa, onların yeri boş kalır ve asla doldurulamaz olur. Bu eğitimlerini ise, kendi evlerinde ve Müslümanların üniversitesi durumunda olan mescitlerde elde etmişlerdi.

Mücadelenin bütün bu zorluklarını yaşayan bacılarımızın, annelerimizin ve yavrularımızın, bu ayeti kerimenin ruhunu eksiksiz yaşamaları gerekir. Bu ruhu yaşamaları, üzerlerine sağlam ve muhkem bir vecibedir. İslami mücadele içinde yer alan bir Müslüman kadının, günlük Kur’an ve Sünnet programının olmaması, asla olacak şey değildir. Böylesi vahim bir durumun düşünülmesi bile gerçekten ıstırap vericidir. Bu konuda kendilerine mazeret olacak hiçbir şey yoktur. Çocuklarla ilgili meşguliyettir, diğer İslami çalışmalardır, ev işleridir vs. asla bahane olamaz. Eğer bacılarımız, bu İslami eğitimlerini ihmal edip günlerini, diğer sıradan kadınlar gibi geçirip zamanlarını heder ediyorlarsa, korkarım ki, İslami mücadele uğrunda çektikleri sıkıntı ve zahmetleri de –Allah korusun- boşa gitmiş olsun. Bir Müslüman kadın, bir gün -yani yirmi dört saat- içinde, en az birkaç ayet ve hadis öğrenip ezberlemiyor veya öğrenip ezberlemeye çalışmıyorsa, gerçekten kendisi ve içinde bulunduğu topluluk için korkunç bir durumdur! Günlerini, haftalarını hatta aylarını belki de yıllarını bu şekilde geçiren Müslüman kadınların, zararda olmamaları düşünülebilir mi! Bu konuda bacılarımızın, birbirlerine yardımcı olmaları, birbirlerine nasihat etmeleri ve mutlaka bir İslami eğitim programı içine çekmeleri lazımdır. Eğer bunu başaramıyorlarsa, acziyet içerisinde oldukları ve işlerinde başarılı olamadıklarını kabul etmeleri gerekir. Bu konuda ısrarcı ve sabırlı olmak gerekir. Bilenler bilmeyenlere öğretecek, öğrenme ve öğretme kabiliyeti hiç olmayanlar ise, diğer işlerde bacılarına yardımcı olup onların bu işte daha aktif çalışmalarına zaman ve imkân oluşturacaklardır. Böylelikle onlar da, bu işte aktif olan bacılarının elde ettikleri sevaplara eksiksiz ortak olacaklardır.

Bu konuda bütün bacılarımızın çok aktif oldukları, hali hazırda görünmemektedir. Evlerini ve mevcut imkânlarını en üst seviyede değerlendirdiklerini söylemek çok zordur. Bu işin hakkını vermeye çalışan bacılarımız, inşallah, cennetlerdeki en üstün derecelere namzet olmak için, hazırlıklarını yapmış bulunmaktadırlar. Onlara, Müslüman babalar olarak minnettarız. Zira yavrularımız, onların mübarek elleriyle İslami şekil almaktadırlar. Yalnız bu konuda, bütün bacılarımızın aynı duyarlılığı göstermeleri ve bu mücadele içerisinde yer almaları gerekmektedir. Herkes kendi istidat ve kabiliyeti nispetinde bu işe katkı sağlaması gerekir.

Ey bacılarım! Şuan yeryüzünde üç buçuk milyar kadın yaşamaktadır. Bütün bu kadınlara İslam’ın davet ve tebliğini ulaştırma sorumluluğunuz vardır. Bu büyük kitleyi düşündüğünüzde, İslami sorumluluğunuzun ne kadar büyük olduğunu da anlamış olursunuz.

Belki içinizde, “Birçok Müslüman erkekte bile bu bilinç ve anlayış bulunmamaktadır. Hakikat bu iken, bizden böylesi bir anlayış nasıl beklenebilir?” diyebilirsiniz. Elbette bu işte, erkeklerin en büyük katkıyı vermeleri, eşlerine ve sorumluluğu altında bulunanlara bu imkânı oluşturmaları gerekir. Bilinmelidir ki, onlar da sıklıkla uyarılmakta ve hatta ellerinden tutulup sorumluluklarının altına sokulmaya çalışılmaktadır. Ancak bazı erkeklerin bu konuda gerekli hassasiyeti göstermemesi, bacılarımız üzerindeki sorumluluğu kaldırmaz. Hepimiz bir bütün olarak bu iş için seferber olmak durumundayız. En başta, mevcut olan imkânlarımızı birer medrese ortamına çevirip cennet bahçeleri haline getirmemiz, oralarda Kur’an ve sünnet ruhunu diriltmeye çalışmamız gerekir.

Bir anne düşününüz ki, yavrularını etrafında toplamış, günlük olarak onlara, Kur’an, Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh… dersleri vermektedir. Çocuklarıyla beraber akrabalarını da bu ders halkasına katmaktadır. Bununla da yetinmeyip komşularını da bu rahmet halkasına dâhil etmeye çalışmaktadır. İşte bu bacımız, İslami sorumluluk bilinciyle örnek olmayı hak etmiş ve günümüzde, mümtaz olan sahabe kadınların ruhunu yeniden diriltmeye çalışmakta olan bacımızdır. Her köşede, sokakta, mahallede, köyde, şehirde böylesi onlarca, belki yüzlerce, belki de binlerce bacının varlığını düşünün! Bu bacılarımızın bereketiyle, toplumun İslami bir çehreye bürünmemesi düşünülebilir mi? Öyle ise, bütün bacılarımızı, evlerini birer cennet bahçesine dönüştürmeleri için seferber olmaya davet ediyoruz. Bu konuda her bacımız katkı vermeli, imkânlarını seferber edip, bu rahmet ortamların sevap ve bereketini bolca devşirmeye çalışması lazımdır.

Eğer bacılarımız, bu konuda gerekli duyarlılığı gösterir, Kur’an ve Sünnet ’in öğrenilip yaşanılması için seferber olurlarsa, Rablerinin şu müjdesiyle sevinebilirler: “… Allah sizden sadece kötülüğü gidermek istiyor! Ve sizi (her türlü günah kirinden) tertemiz kılmak istiyor!” (Ahzab Suresi: 33/33)

Hacı İNAN

Diger Basliklar
   BAYRAM VE SONRASINDA YAPACAKLARIMIZ
   ÂLİMLER, ALLAH'IN KİTABI İÇİN VARİS SEÇTİĞİ KULLARIDIR
   RAMAZAN AYI VE RAMAZAN AYINDA UYGULAYACAĞIMIZ
   KUR'AN EN BÜYÜK MUCİZE / HACI İNAN
   İSLAM'I BİLİNÇLİ OLARAK TERCİH ETMEK
   İSLAMİ EĞİTİM MÜMİN OLMANIN GEREĞİDİR / HACI İNAN
   RESULULLAH(S.A.V)İN EŞLERİNİN ŞAHSINDAN MÜMİNE KADINLARA EĞİTİM DERSLERİ
   MUSA VE HARUN (A.S)'DAN İSLAMİ EĞİTİM KONUSUNDA ALINACAK DERSLER
   İSLAMİ EĞİTİMİN TEMELİNİ KUR'AN OLUŞTURUR / HACI İNAN
   İLİM VE AMEL EKSENİNDE İSLAMİ EĞİTİM / HACI İNAN
   İSLAM'DA EĞİTİMİN ÖNEMİ VE KISA TARİHÇESİ / HACI İNAN
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git