Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
''Apaçık Kitab'a andolsun; Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten Biz uyaranlarız. Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır.'' (Duhan: 2-4)

Bir Hadis:
Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (as) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de ancak Cuma gününde kopacaktır. (Müslim, Cum'a 5)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 09- HİZBULLAH'i HAREKETİN VASIFLARI » HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 4 / M. ZEKİ GÜNEY
HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 4 / M. ZEKİ GÜNEY

“…mezhepler üstü, ifrat ve tefritten uzak, mutedil bir temel üzerinde, müstakim bir akide anlayışına sahip, taassuptan arı,…”

Bınavê Xwedayê Sübhan u Dıluvan

“And olsun ki sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab 21)

Hz. Muhammed (sav), Hatemul Enbiya unvanıyla en son peygamberdir. Ondan sonra peygamberler gelmeyecektir. Aynı zamanda o bütün alemlere gönderilmiştir. Hiçbir sınıf, ırk ve milliyet arasında fark gözetilmeden bütün insanlık için gönderilmiştir. Yüce Allah, Hz. Adem’den başlayarak insanlık için benimsediği tevhid dini esası üzerindeki ilahi düzeni ve şeriatı Hz. Muhammed (sav) ile kemale erdirmiş ve kıyamete kadar geçerli olacak bu düzen ve şeriatı tamamlamıştır. Hz. Muhammed (sav) kıyamete kadar gelip geçecek bütün insanlık için getirdiği dini, zamanın her devresinde insanlığın bütün ortam ve şartlarını kapsayacak şekilde açıklamış ve en mükemmel şekliyle de pratize ederek “usvetun haseneh” yani “en güzel örnek” olmuştur. Bu vasfın bir gereği olarak farklı özelliklere sahip bütün toplulukların rahatlıkla dini vecibelerinin tümünü yerine getirebilecek kadar zengin ve kapsayıcılığa sahip olması gerekir. Rasulullah (sav)' in pratiği bu vasfa uygun olarak çok zengin ve çok kapsayıcıdır.

Bilindiği gibi Rasulullah (sav)' döneminde mezhepler yoktu. Onu gören sahabeleri ve onlara uyan tabiin zamanında da mezhepler olmadığı gibi buna ihtiyaç ta yoktu. Çünkü birinci ve ikinci dereceden Rasulullah (sav)' in mektebinde yetişenler var idi ve bunların varlığı mezheplere ihtiyaç bırakmıyordu. Ondan sonra İslam coğrafyası genişledi ve İslam ümmeti de çoğaldı. Rasulullah (sav)' ın mektebinde yetişenlerin yavaş yavaş dünyadan göçmeleri, farklı özelliklere rahip insan topluluklarının İslam'a girmesi, İslam devletinin yönetimini eline alanların nübüvvet ve hilafet çizgisinden ayrılarak saltanata geçmeleri ve bu saltanat erbaplarının kendi saltanatlarını güçlendirmek ve destek toplamak için ilim ehline baskı yapmaları yavaş yavaş mezheplerin ortaya çıkmasını zaruri hale getiriyordu. Gidişatın İslam ümmetinin aleyhine doğru gittiğini fark eden rabbani alimler, İslam şeriatı ve akaidinin tahrifata uğramaması için yoğun gayretler içerisine girmişler ve sağlam delillerle muhkem bir hale getirdikleri kaynaklardan, yaşadıkları coğrafya ve toplulukların sosyal yaşam biçimlerini de dikkate alarak mezhepler ortaya çıkarmışlardır. Bu rabbani alimler, İslam ümmeti içerisindeki farklı bütün toplulukların İslam’ı, Rasulullah (sav)' ın sünnetine uygun olarak yaşayabilecek yollar açmışlardır. Zaten Mezheb’in kelime anlamı da; gidilen, takip edilen yol’dur. Bu yollar, İslam ümmeti için hem birer kolaylık hem de birer zenginliktir.

Hizbullahi hareket, ayrı mezheplere mensup birey ve toplulukları içine alan kapsayıcı özelliğe sahip bir yapıdır. Bütün sahih mezhepleri ve görüşleri kabul ettiği gibi bunları İslam'ın bir zenginliği olarak görür. Hizbullahi hareket, İslam'a hizmet maksadıyla İslam'ın hedeflerini; nebevi hareket metodu çerçevesinde gerçekleştirmekle görevli ve yükümlüdür. Müslüman bireyin veya topluluğun İslami vecibelerini yerine getirebilmesi için yardımcı ve vesiledir. Bu hali, farklı mezhepleri taklid eden birey ve toplulukları belli bir mezhebe zorlamaya veya yönlendirmeye müsaade etmez. Bu kapsayıcı özelliğinden dolayı hareket, belli bir mezhebin görüş ve sınırları içerisine de hapsedilemez. İslami hükümlerin icra edilmesi durumu, günümüz ortam ve şartlarında farklı hususiyetleri de beraberinde getirdiğinden Hizbullahi hareketin kısır döngüler içerisinde çözümsüz kalması değil; İslam dairesi içerisinde İslam'ın zenginliğinden istifade etmesi gerekir. Dolayısıyla bu pozisyonu, bütün sahih mezhepleri ve görüşleri kabul eden ve sadece bir mezheple sınırlı kalmayan bir konuma getiriyor ki; bunun için “mezhepler üstü” ifadesi kullanılır. Ayrıca Mezhepler üstü mefhumu ile ilgili olarak değerli bir okuyucumuzun isteği üzerine daha önce bu konu ile ilgili bilgi verilmişti.

Hizbullahi Hareket, bütün Müslümanları kucaklayan ve onların derdi ile dertlenen, sorunlarına çözümler arayan bir harekettir. Ümmetin asıl sorunlarını gündemine alarak bütün gayretlerini bu sorunlara çözüm bulmaya, İslam düşmanlarının ümmetin bağrında açtığı yaraları tedavi etmeye, acilen yapılması gereken; “Rasulullah (sav)' ın metoduna sarılma” gayreti içerisindedir. Bu nedenle Müslümanları görüş ve düşünceleri nedeniyle tekfir etme, hedef yapma, tenkit etme… gibi çabaları gereksiz ve faydasız görür. Bütün Müslümanların vahdetini sağlayacak ve onları bölük pörçük olmaktan, ifrat ve tefrite sapmaktan, birbirleriyle çekişmekten ve sa’y-u gayretlerini boşa çıkaracak vaziyetlerden kurtarmaya çalışmaktadır. İndi mülahazalar ve ciddiyetten uzak basit işlerle vakit kaybetmeye çalışmaz! Bu güne kadar İslam ümmetinin derdine çare olmayan fikri ve fıkhi tarafgirlik ve taassuptan uzak durur!... Bu hareket, mutedil bir temel üzerinde bina edilmiştir.

İslam ümmeti içerisinde farklı akide anlayışları türemiş; kimisi ifrat ve tefride saparken geri kalan kısmı arasında cüzi farlılıklar var ise de hak üzeredirler. Kur’an ve Sünnete dayanan sağlam bir akide için haddinden fazla nass vardır ve bunlar, ifrada ve tefride ihtiyaç bırakmayacak kadar zengin ve muhkemdirler.

Hizbullahi hareket, bu nasslara dayanan müstakim bir akide anlayışına sahiptir. Tekfirci, mealcı ve buna benzer uç noktalardan uzak durur. Vasat bir yol izler, Kur’an’a ve Sünnete muhalif olmadıkça, İslam dairesinden çıkmadıkça bütün Müslümanlara bu itidal üzere bakar. Fırkacılık, hizipçilik, mezhepçilik… taassubuna girmez; Sünni veya Şii ayırımcılığını tasvip etmez, ihtilaf ve tefrikadan içtinap eder!

Bu cemaat kurulduğunda İslam ümmeti yukarıda bahsi geçen durumlardan çok ızdırap çekiyordu. Bu hareketin öncüleri bütün bu sıkıntıların sebeplerini çok iyi teşhis ettikten sonra “…mezhepler üstü, ifrat ve tefritten uzak, mutedil bir temel üzerinde, müstakim bir akide anlayışına sahip, taassuptan arı,…” bir anlayışı memleketimizde ikame ettiler. Ve gerçekten de bu güne kadar da anlayışını terk etmemiştir. Önüne çıkarılan bütün zorlu engellere rağmen bir sapmaya uğramamıştır.

Selam ve dua ile…. M. Zeki GÜNEY

Diger Basliklar
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 6 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 5 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 4 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 3 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 2 / M. ZEKİ GÜNEY
   HİZBULLAHİ HAREKETİN VASIFLARI- 1 / M. ZEKİ GÜNEY
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git