Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah'in izni olmaksizin hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanirsa, Allah onun kalbini dogruya götürür. Allah her seyi bilendir. Tegabün/11

Bir Hadis:
Biat etmeyerek ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur. Müslimin diğer bir rivayetinde; Cemaatten ayrılarak ölen kimse cahiliyet zamanında ölmüş gibi olur.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

Makale Hiyerarşisi
Makaleler ana sayfası » 06- DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ » DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -1- / ABDULLAH HOCAOĞLU
DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -1- / ABDULLAH HOCAOĞLU

17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz da yapılan operasyonda Hizbullah cemaatinin kurucu rehberi Hüseyin Velioğlu’nun şehid edilmesiyle birlikte Kemalist rejim, yıllardır Hizbullah’a karşı verdiği gizli ve kirli savaşı resmileştirmiş ve İslam’a olan düşmanlığını tüm yönleriyle ortaya koyarak zulüm ve kan üzerine kurulduğunu açıkça ortaya koymuştur. Rejim güçleri 17 Ocak süreciyle birlikte kanun ve hukuk tanımadan Hizbullah’tan hareketle İslami değerleri yok etmek için tüm güçleriyle ve her türlü çirkefliği sergileyerek binlerce Müslümanı gözaltından ve işkenceden geçirmiş ve bir o kadarını da yıllarca zindanlarda tutmuştur.

Yargısız infazların yapıldığı, insanların kendisini savunmasının dahi mümkün olmadığı ve müminlerin aylarca gözaltında tutulduğu bir dönemde kamuoyu yanıltılmış, öyle ki İslami bilinen çevreler dahi Kemalist rejimin psikolojik savaş taktiklerine kanmış ve yapılan zulümlere şaşkın bir şekilde alet olarak göz yummuştur. Rejim güçlerini bu derece pervasızlaştıracak ortamın oluşmasının nedenlerini, Rehber Hüseyin Velioğlu’nun şehid edilmesiyle alenileşen ve yoğunlaşan zulüm ve iftira kampanyalarını ve o süreci her yönleriyle ortaya çıkarmak gerekir ki Kemalist rejimin çirkin yüzü görünmekle birlikte, istediği zaman istediği şekilde toplumu kandırmasın, yeniden benzer zulümlere imza atmasınlar.

Operasyon sürecine ve yaşananlara geçmeden önce tarih boyunca tevhid mücadelesi, müminlerin yükümlülükleri, Kemalist rejimin kuruluşundan bugüne kadar İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığı, İslami hareketlerin ve Müslüman kitlelerin buna karşı duruşları ve Hizbullah cemaatinin ortaya çıkış sürecini ele almamız gerekir ki konu bütünlüğü sağlanabilsin ve 17 Ocak süreciyle yaşanan zulüm net olarak ortaya konabilsin.

Tevhid Mücadelesi İlk İnsanla Başlamış ve Günümüze Kadar Devam Etmiştir:

İlk insan hazreti Âdem(as)’in yaratılmasıyla başlayan tevhid mücadelesi, tarih boyunca devam etmiştir. Tevhid bayrağının yüceltilmesi için Rabbimiz tarafından peygamberler gönderilmiş, bu peygamberler kendilerine tabi olan müminlerle birlikte küfre, zulme ve tağuti rejimlere karşı mücadele etmişlerdir.

İlahi emirleri yerine getirmek, mücadele etmek ve tevhid bayrağını yükseltmek şüphesiz ki bedel istemiş ve tarihten günümüze kadar büyük bedeller ödenmiştir. Bu dava uğruna peygamberler dahi eziyet ve işkencelere katlanmış ve bir kısmı da şehid edilmişlerdir. Buna rağmen hiçbir zaman ilahi davaya iman edenler ve bu uğurda mücadele verenler yeryüzünden eksik olmamış ve davalarından taviz vermemişlerdir.

Tağuti rejimlerin ve şeytani orduların zorbalığına insanoğlunun da nankörlüğü eklenince, peygamberlerin getirdiği şeriatlar zamanla tahrif edilmiş, küfür ve şirk birçok beldeyi kuşatmıştır.

Böylesi bir ortamda kullarına karşı merhametli olan Rabbimiz âlemlere rahmet olarak dinin tamamlayıcı, hatemul enbiya olan Peygamberimiz Hazreti Muhammed'i (sav), insanların kurtuluşu, şirkin ortadan kaldırılması ve ilahi kelamın yüceltilmesi için göndermiştir.

Peygamberimizin gönderilmesiyle tahrif edilen şeriatlar lağvedilmiş, Rabbin kelamı son halini almış ve tevhid-şirk mücadelesinde saflar netleşmiştir. Rabbimiz insanlık için İslam dininin seçildiğine işaretle ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “….Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim…..” (Maide S. 3)

Peygamberimizin İslam davasını tebliğe başlamasıyla birlikte, şirke bulaşmış kâfirler engelleme, zorluk, eziyet ve işkencelere başlayarak inananları davalarından vazgeçirmeye çalışmışlardır.

Peygamberimiz ve ona tabi olan müminlerin iman, kararlılık ve dirayetleriyle, müşriklerin tüm engelleme çabalarına rağmen İslam davası nevşü nema bulmuştur. Müşriklerin kalplerinin kararması, inat ve hırslarından dolayı İslam davasına olan kinleri artarak devam etmiştir. Müminleri davalarından vazgeçirmek için baskı ve eziyetin yanında mal, makam ve mevki gibi dünyasal teklifler de yapılarak müminler ilzam edilmeye çalışılmıştır. Peygamberimizin Medine İslam devletini kurmasıyla birlikte İslam davası birçok bölgede kök salmış ve tevhid bayrağı yükselmiştir.

Müminlerin Yükümlülükleri:

İslam dini uğruna mücadele etmek sadace peygamberlerle sınırlı değildir. İslam davasına gönül vermiş herkesin; davanın tebliğ edilmesi, yayılması ve kötülüklerin engellenebilmesi için küfür ve şirke karşı mücadele etmesi gerekir. İslam dinine tabi olan müminlerin, güçleri oranında bu yükümlülük altına girmesi ve sıkıntılara göğüs germesi gerekmektedir. Müminler: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Ali İmran S: 104) fermanıyla iyiliği emir ve kötülükten alı koyma ile görevlendirilmişlerdir.

Şüphesiz ki iyiliği emretme; İslam'ın inanç ve şeriatının insanlara beyan edilmesiyle, farz, helal ve haramların açıklanması ve bunları yerine getirmeye davet edilmesiyle mümkün olur. Münkeri neyhetme ise; İslam inancına aykırı düşen ve İslam'ın men ettiği fikir ve eylemleri insanlara açıklamak ve İslam'ın emrettiği şekliyle bunlara karşı durmaktır. Müminlerin görevi bu noktada netleşmektedir. Amaç İslam dinini tebliğle birlikte münker olarak kabul edilen her olgunun karşısında mücadele etmektir. Bu mücadele; hakkın batıla, imanın küfre, tevhidin şirke karşı yürüttüğü mücadeledir.

İlk insanla birlikte başlamış olan bu mücadele, yeryüzünde Allah’a iman eden kullar var oldukça kıyamete kadar devam edecektir. Çünkü insanlık var oldukça şeytani dürtüler, küfür, şirk ve münker var olacak, insanlığı şirke bulaştırmaktan ve İslami değerlere saldırmaktan vazgeçemeyeceklerdir. Tarih boyunca Kâfir, müşrik ve Tağuti rejimlerin, İslam’a karşı mücadelesi var olmuş özellikle son asırlarda artarak devam etmiştir.

Asrısaadet sonrası İslam davasını saltana çevirmek isteyenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte İslam ümmeti arasında sıkıntılar başlamış ve maalesef birçok beldede İslami anlayıştan uzak olan yöneticiler müminlere musallat olarak onları idare etmeye başlamışlardır. Söz konusu toplumların genelinde İslam akidesi hâkim olduğundan yöneticilerin birçoğu gerçek niyet ve kimliğini gizleyerek Müslüman halkları idare etmeye çalışırken, küfür ve şirkin artmasıyla beraber İslami değerlere düşmanlık açıktan yapılmaya başlanmıştır.

İslami toplumlarda İslami değerlere düşmanlığın açıkça yapılması, özellikle son asırlarda üst seviyeye çıkmıştır. Bu savaş sadece fiili engellemelerin yapıldığı bir savaş değildir. Tağuti rejimler İslam’a olan kin ve düşmanlıklarını göstermek için var güçleriyle çalışmakta; engelleme, baskı, eziyet, işkence ve müminleri şehid etmeyle birlikte toplumda var olan İslam anlayışını yozlaştırmak ve İslami değerleri anlamsızlaştırmak için de bilinçli bir savaş yürütmektedirler. Nitekim birçok beldede İslami anlayışa hurafeler bulaştırılmaya çalışılmış, İslam dini toplumsal boyuttan ferdi yaşam anlayışına indirgenmeye çalışılmış ve bu noktada büyük tahribatlar da oluşmuştur.

Allah’a emanet olun


ABDULLAH HOCAOĞLU

Diger Basliklar
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -8- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -7- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -6- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -5- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -4- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -3- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -2- / ABDULLAH HOCAOĞLU
   DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE 17 OCAK SÜRECİ -1- / ABDULLAH HOCAOĞLU
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git